Adana'da su kuyusu açma çalışmasında meydana gelen göçükte toprak altında kalan ve 6 saat sonra kurtarılan Mehmet Yalın adlı işçi hastaneden taburcu edildi. Dehşet anlarını anlatan Yalın, "Ben toprak kayınca cenin pozisyonu aldım ve topraksız kısımdan nefes alarak hayatta kaldım arkadaşımın bana son bakışı gözümün önünden gitmiyor" diyerek ağladı.
Olay, 19 Aralık 2020 tarihinde öğle saatlerinde Sarıçam ilçesine bağlı Suluca Mahallesi'nde meydana geldi. Sera için açılmak istenen su kuyusunda işçi olarak çalışan Mehmet Yalın (23) ve Mehmet Köstekçi (24) toprak kayması sonucu göçük altında kaldı. Çevredekilerin olayı görmesi üzerine bölgeye gelen giden Can-Kur ekipleri, toprak altında kalan 2 kişiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Saatlerce süren çalışma sonucu Mehmet Yalın göçük altından 6 saat sonra sağ olarak çıkarıldı. Yalın, ambulansla Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine kaldırıldı. Ekipler göçükten 10 saat sonra ise Mehmet Köstekçi'nin cansız bedenine ulaştı. Köstekçi'nin cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Köstekçi daha sonra yakınları tarafından toprağa verildi. Hastanede tedavisi devam eden, belinde çatlak, 6 saat havasız kaldığı için ciğerlerinde problem oluşan Yalın ise hastaneden taburcu oldu.
"Sürekli toprak kayıyordu bir şey olmaz diyorlardı"
Yalın, normalde fabrikada işçi olduğunu ancak boş zamanlarında da yeni evlendiği için yevmiye ile çalıştığını belirterek, "Arkadaşım Mehmet ile su kuyusu açılacağını öğrendik. İkimizde gidip buruda çalışmaya başladık. Olay günü yine arkadaşımla aşağı inip çalışmaya başladık. Hilti ile taş kırıyorduk. Her hilti çalıştığında toprak dökülüyordu, biz ne oldu diye sorduğumuzda "bir şey yok siz devam edin" diyorlardı. Biz bir süre böyle çalışmaya devam ettik. Önce ufak ufak toprak dökülüyordu. Sonra büyük parçalar dökülmeye başladı" dedi.
"Deprem vaziyeti beni kurtardı"
Aşağı toprak parçaları düştüğü için bir süre çalışmayı bıraktıkları daha sonra tekrar delici alet ile çalışmaya başladıklarında göçük olduğuna dikkat çeken Yalın şöyle devam etti:
"Tekrar hiltiyi çalıştırdığımızda bağırma sesleri geldi, ilk anlarda anlamadık. Ne oldu diye sorduk, "hemen yukarı çıkın" diye bağırdılar. Ben hızlı ve atik olduğum için arkadaşıma ilk sen çık dedim. Arkadaşım ipe tutunup tırmandı tam o sırada üzerimize dağ gibi toprak gelince, hemen aşağıya atladı. Son anda birbirimize baktık ve ben ellerimi başımın üzerine koydum ama arkadaşım yapamadı. Daha sonra sesler kesildi ve arkadaşımla beraber yardım edin diye bağırmaya başladık. Çok korkuyordum, kendi kendime diyordum ki bunlar şimdi üzerimizi kapatıp gider, bizim burada ne yaşadığımızı ve toprak altında olduğumuzu kimse bilemez. İlk başta kimsenin sesi yoktu 40 dakika kadar bekledikten sonra, CAN-KUR ekibinden gelenler, sesimizi duyan var mı diye bağırdılar bende karşılık verdim, hemen kurtarma çalışmasına başladılar. Üzerimizde 3 metre toprak vardı ama ben ilk anda cenin vaziyeti alarak ellerimle başımı kapatıp daha sonra önüme eğilmiştim, sadece karın boşluğumda toprak yoktu ve sadece karnım inip şişiyordu. Toprak altında çok sıkışmıştım tam gözlerim kapandı o sırada başıma kürekle vurdular o şekilde tekrar uyandım. Kurtarıldığım anda karnımdaki hava boşluğu kendi kendine indi, o oksijeni ilk aldığım an rahat bir nefes aldım. Hemen ardından arkadaşımı kurtarın dedim ama onun için çok geç olduğunu öğrendim."
"Arkadaşımın 15 dakika sonra sesi tamamen kesildi"
Arkadaşının son bakışını hiç unutamadığını söyleyen Yalın, "Arkadaşım sürekli yardım edin diye bağırıyordu, ben de "dayan Mehmet dayan" diyordum ama 15 dakika sonra sesi tamamen kesildi. Tek istediğim keşke o da kurtulsaydı ve yanımda olsaydı, o son bakışları gözümün önünden gitmiyor. Son dakikalarım çok zor geçti çünkü ciğerim çok şişmişti yani kurtulacağımı hiç beklemiyordum. Hep annem ve babama dua ediyordum, Allah'ım onlara bu acıyı yaşatma diyordum tek duam buydu benim" diyerek ağladı.
Yalın, göçük olduktan sonra diğer çalışanların kaçtığını yardım çağırmadıklarını anlatarak, "Bize yardımı göçük yakınındaki evlerdeki kadınlar çağırmış. Toprak altında kaldığımızda kimse yanımızda değildi hepsi bırakıp gitmişti bizi. Bu nedenle onlardan şikayetçiyim" dedi.