Dolar kurunun ve altının artış göstermesiyle beraber faizlerde yükseldi. Hal böyle olunca özellikle kredi ihtiyacı olan insanlar kredi çekmemeye başladı. Prof. Dr. Asaf Savaş Akat ise bu duruma sessiz kalamadı. Enflasyon olsa da kur kopsa da sonuçlar her ne olursa olsun faizlerin düşeceğini söyledi. Altın çağa dönmek istemediğini belirten Akat işsizlikle mücadele etsek bile enflasyon koptuğu için işe yaramayacak dedi.
Cumhuriyet Gazetesinden Şehriban Kıraç'ın haberine göre, Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, Türkiye’ye para gelmediğini, artık denizin bittiğini vurgulayarak “Rahip Brunson olayı, Cumhurbaşkanı Sezer’in Başbakan Ecevit’e anayasa kitapçığını fırlatma olayıyla aynıdır” dedi.
2018’de dengesizliğin bir yerde patlayacağının belli olduğunu dile getiren Akat, “Geldiğimiz nokta, mahşerin üç atlısı. Kur sabit kalsa bile enflasyonun yüksek seviyede kalma eğilimi var. İstihdam yaratmada zorlanıyor. Dış denge sorunu var. 40 satır 40 katır olayıyla karşı karşıyayız. Kur kopuyor, enflasyon oluyor, işsizlikle mücadele edeceğim desen enflasyon kopuyor. Artık altın çağa dönmek yok. 2022’de Türkiye’nin dış açığını finanse etmesi mümkün olacak mı? Rezervi de yediler” diye konuştu.
TOPLUM ALDATILDI
İTÜ Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İTÜESAM) tarafından düzenlenen Sagalassos Toplantısının üçüncüsü “Salgın sonrası ekonomik toparlanma: Ne yapmalı?” başlığıyla Kaş’ta başladı.
Prof. Asaf Savaş Akat, yapmış olduğu sunumda, artık topluma TL’nin sağlam olduğunu anlatmanın zor olduğunu kaydederek “Parasıyla ilgili bu toplum aldatılmıştır. Nedeni enflasyon sorununu çözememesidir. Toplum bir kez kabul etmiştir dezenflasyonu. Faizi yükseltmekle de eğitim ile de bu sorun düzelmeyecek” dedi.
Akat’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
Kur istikrarsızlığı ile enflasyon ekonominin en önemli yapısal sorunu.
Şu anda yaşadıklarımız 2018 senesinin muadilidir. Bunlar faizden çok, Merkez Bankası rezervini yemiş olmamızın getirdiği artçılardır.
Sonuçları ne olursa olsun faiz düşecek. Ona takmışlar.
Acilen cari ve kamu altyapı yatırımlarını kesmesi lazım. Bu parayı en tabandaki hasar görecek halk kesimlerine aktarması gerekmektedir.
Türkiye kendi tanımı içinde yani kur açısından krizdedir. Dünya kriz tanımına göre de Türkiye şu anda zor bir durumdadır. Hızla krize dönüşme ihtimali epey yüksek patikada seyrediyor. Halk açısından büyük kriz vardır. Dünya tanımında krizi tanımlayan işsizliktir.
Başkent Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Uğur Emek ise Türkiye’de ihtiyaç analizi yapılmadığını vurgulayarak “Osmangazi Köprüsü’nden geçseniz de Çanakkale Köprüsü’nden geçseniz de vardığınız yer Balıkesir. Maliyetini karşılamak için her gün bu yollardan geçecek 85 bin babayiğide ihtiyacımız var” dedi.