AK Parti Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, pandeminin dünyanın dengelerini değiştireceğini söyleyerek, "Gelişmeler Türkiye'ye çok büyük fırsat penceresi açıyor, bunu görmemiz lazım" derken, şehir hastaneleriyle ilgili olarak da "Şehir Hastaneleri dünyanın en gelişmiş ülkesinden daha donanımlı bir sağlık altyapısına sahiptir" dedi.
AK Parti Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) İzmir Şubesi'nin 5. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Genel kurula AK Parti Genel Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, İzmir Milletvekilleri Yaşar Kırkpınar, Ceyda Bölünmez Çankırı, Necip Nasır, Mahmut Atilla Kaya, Cemal Bekle, AK Parti İzmir İl Başkanı, Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Yüksek Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran ve iş dünyasının temsilcileri, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları katıldı.
"Geleceğin dünyasında artık hiçbir şey aynı olmayacak"
Programda konuşan Binalı Yıldırım, üretim, ticaret ve ihracat yaparken yerli ve milli olmanın her şeyin önünde geldiğini söyleyerek, "90'lı yıllarda bu ülkenin ithalatı ihracatının iki katıydı. Şimdi ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 80'lere geldi. 80'lerin başında 3 milyar dolar ihracatımız vardı. Bugün 160-170 milyar doları konuşuyoruz ve bu yılın ilk ayı 50 milyon dolarlık bir ihracat büyüklüğüne ulaştık. Pandemi var, dünya allak bullak, bütün ezberler bozuldu. Gelişmiş ülkeler birer birer diz çökmüş. Düşünün ABD'nin Avrupa birliği ülkelerinin ne kadar acze düştüğünü gördük. Aslında bu salgın Dünya'nın çarpık düzenini değiştirecek büyük bir dönüşümünde habercisidir. Geleceğin dünyasında artık hiçbir şey aynı olmayacak. İşte bize düşen bugünlere hazır olmaktır. Bir yandan bu salgına karşı mücadelemizi, başta cumhurbaşkanımız olmak üzere amansız bir şekilde sürdürüyoruz" dedi.
"Şehir Hastaneleri dünyanın en gelişmiş ülkesinden daha donanımlı bir sağlık altyapısına sahiptir"
20 yıldır iktidarda olduklarına vurgu yapan Binalı Yıldırım, "Şehir hastanelerini yaparken siyasi muhaliflerimizin ne kadar acımasız eleştiri yaptığını hatırlayın. Fakat bu bir vizyon işi. Bugün biz bu mücadelede başarılı oluyorsak bunun arkasında sağlık sistemine yaptığımız yatırım vardır. Şehir Hastaneleri dünyanın en gelişmiş ülkesinden daha donanımlı bir sağlık altyapısına sahiptir. ABD vatandaşlarının 50 milyonuna sağlık hizmeti veremiyor. Fakat bu ülkede "her şeyin başı sağlık" laf olarak değil ihracat olarak vatandaşımızın ayağına gidiyor. Eskiden filmlerde gelişmiş ülkelerin hasta vatandaşlarına uçak gönderdiğini görür imrenirdik, şimdi biz bunu yapıyoruz. Yapmakla kalmıyoruz başak ülkelere de bu konuda destek veriyoruz" diye konuştu.
"Türkiye'nin yol aldığı yıllar tek başına sağ iktidarların olduğu yıllardır"
Yıldırım, 2023'e giden yolda "Güven ve istikrar" sloganını benimsediklerini anımsatarak, "Bu iki sihirli söz her şeyi ifade ediyor. Güven ve istikrarın olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. AK Parti iktidarından önce 9 yılda 9 hükümet kuruldu. 81 ayda 9 hükümet vardı. 9 ayda bir hükümet ne yapabilir? Kurulur, tebrikleri eder sonra da valizini toplatıp vedalaşır. Onun için 90'lı ve 70'lı yıllar Türkiye için kayıp yıllardır. Türkiye'nin yol aldığı yıllar tek başına sağ iktidarların olduğu yıllardır. 50'li, 80'li ve 2000'den başlayan AK Parti yıllarıdır. O yüzden güven ve istikrar çok önemli. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de amacı seçimlerin süresi içerisinde yapılması ve ülkenin gereksiz seçim atmosferine sokulmaması. 2023'e kadar yapacak daha çok işimiz var" ifadelerini kullandı.
"Gelişmeler Türkiye'ye çok büyük fırsat penceresi açıyor, bunu görmemiz lazım"
Pandemi döneminde birçok ülkenin ekonomisinin küçüldüğü ve G20 ülkeleri içerisinde büyümeyi sadece Çin ve Türkiye'nin başardığını söyleyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"ABD'deki küçülme miktarı Türkiye'nin milli geliri kadar. Çin ve ABD arasında gerginliğin sebebi sadece salgın değil, Çin'in son yıllarda dünyayı şaşırtın bir büyüme hikayesi olması. 14 trilyon dolar gayrisafi hasılasıyla Çin, ABD'den sonra en fazla milli gelire sahip olan ülke. Bu da ABD'yi telaşlandırıyor. Bu gelişmeler Türkiye'ye çok büyük fırsat penceresi açıyor, bunu görmemiz lazım. Yeni bir dünya, zenginlik noktalarının değiştiği bir dünya ile karşı karşıya kalacağız. Geçmişte de bu oldu. Geçmişte zenginlik noktaları batıya gitti, şimdi doğuya dönüyor. Dönerken de Türkiye'den geçmek zorunda. Bulunduğumuz coğrafya zorlukların yanında fırsatları da sunuyor. Dünyanın merkezindeyiz. 4 saat uçuşla 30 trilyon dolarlık pazara ulaşan başka bir ülke yok. Bu bizim hem zorluğumuz hem kolaylığımız. Her geçen gün kendine yeterli haline gelen bir Türkiye var. Türkiye hem kendi kalkınmasını hem de bölgenin güvenliği için önemli bir görev ifa ediyor. Bu projelerini Cumhurbaşkanımız liderliğinde gerçekleştirdiğimiz zaman yine acımasız şekilde eleştirildik. Fakat onların göremediği şey 20 yıl sonrasının Türkiye'sidir. Türkiye'nin bölgedeki ve dünyadaki rolüdür."
"Enerji açığı olan bir ülkemiz olmasaydık dış ticaret fazlamız olacaktı"
Geniş bant internet altyapısı sayesinde pandemi döneminde birçok işin, ticaretin ve eğitimin yapıldığını söyleyen Yıldırım, "Çünkü altyapımız vardı. 400 bin kilometre fiber ağlarla ülkenin her köşesini donatmıştık. 2000'li yılların başında Türkiye'de geniş bant internet yoktu. Bugün 60 milyondan fazla hızlı internet kullanan var, 84 milyondan fazla cep telefonu kullanan var. Tüm bunlar üretime, hizmet sektörüne ve ihracata katkı sağlıyor. Türkiye'nin geleceği üretimde. Üretim, istihdam ve ihracat. Biz petrol kaynaklarına sahip değiliz. Şimdi 3 aylık ihracata bakalım. Enerji açığı olan bir ülkemiz olmasaydık dış ticaret fazlamız olacaktı, artıdaydık. Bunu kapatmak için daha çok çalışacağız. Böylelikle inşallah ülkemizi çok daha iyi bir ülke emanet edeceğiz" dedi.
"Biz alın terine yatırım yapmaya devam edeceğiz"
Yıldırım, siyasetin insan kazanma sanatı olduğunu belirterek, AK Parti olarak yola "İnsanı yücelt ki devlet yücelsin" sözüyle yola çıktıklarını vurguladı. Türkiye'nin imkanlarının ve kabiliyetinin, yükümlülüklerinden çok daha fazla olduğunu söyleyen Yıldırım, "Gelişmiş ülkelerin hesabı kitabı şaşmıştır. Türkiye, toplam borcu çok fazla olan bir ülke değil. Gelişmiş ülkelerin toplam borçları Türkiye'nin 3-4 katı fazladır. Onlar rezerv paraya sahip oldukları için rahat görünüyorlar. Fakat bu rezervde tükenecektir. Gelecekte üretmeden sanal para üretmenin çok büyük bedeli mutlaka olacaktır. Biz alın terine yatırım yapmaya devam edeceğiz. İstikrar ve güven içerisinde ülkemizi kalkındırmaya devam edeceğiz" dedi.
"Sorumluluklarımız var. "Bize ne" diyemeyiz, sırtımızı dönemeyiz"
Dünya nüfusunun yüzde 4'ünün milli gelirin yüzde 20'sine sahip olduğunu dikkat çeken Yıldırım, "Bu olduğu müddetçe göçü engelleyemezsiniz. Bugün göçmenlerin sayısı 70 milyonu aşmıştır, bir ülke kadardır. En büyük bedeli ödeyen de Türkiye'dir. Bu refah seviyesindeki uçurumdan dolayı daha iyi ülkelere hicret ediyor. 60'lı yıllarda biz de Avrupa'ya gidiyorduk. Bu doğal bir şey. Bizim her şeyimizin iyi olması neyi değiştirir ki? Bir yandan kendi ülkemizin bir yandan da diğer ülkelerin kalkınması için çalışacağız. Çünkü biz aynı yerde yaşıyoruz. Mutlaka dayanışma içinde olmamız lazım. Türkiye, ezilmiş bölge insanını mutlu etmek için var gücüyle çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ezilen coğrafyalarda ortaya koyduğu gayretlerin ve çalışmaların ne anlama geldiğini bu muhalefet anlayamaz. Milletimiz bunları biliyor. Çünkü biz Dünya'ya barış ve huzur getirmiş, 619 yıl üç kıtada var olmuş bir ecdadın torunlarıyız. Sorumluluklarımız var. "Bize ne" diyemeyiz. Gözümüzü kapatamayız, sırtımızı dönemeyiz. Bunun için çalışacağız" diye konuştu.
Yıldırım'dan özel sektöre destek mesajı
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşundan sonra cumhuriyet ilan edilmeden 1. İktisat Kongresi'nin organize edildiğini vurgulayan Yıldırım, "Orada alınan kararların hepsi bizim bugün uyguladığımız ekonomik politikalarla örtüşüyor. Ancak daha sonra tek parti dönemi yerli ve milli üretimleri unutmuş ve ithalata dayalı modeli uygulama haline getirmiştir. 50'li yıllardan sonra da Türkiye, özel sektörü gelişmeye başlamıştır. Bugün kamu bir yatırım yapıyorsan özel sektör dokuz yatırım yapıyor. Ülkenin lokomotifi özel sektör olmuştur. Bize düşen sizin işinizi kolaylaştırmak. Bizden bekleyeceğiniz şey sizin önünüzdeki engelleri kaldırmak olsun. Böylece ülkenin kalkınma hızını telafi etmiş olacağız. Bunun da adım adım gerçekleşmekte olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Hamza Dağ'dan Kılıçdaroğlu'na "3. makam aracı" tepkisi
Programda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ise, salgın döneminde Türkiye'nin diğer ülkelerden pozitif olarak ayrıldığını söyleyerek, Türkiye'nin ihracatında rekorlar kırından iş insanlarına teşekkür etti. Pandemide zor günler geçiren esnafa hükümet olarak destekte bulunduklarını söyleyen Dağ, "Bundan sonra da devam edeceğiz. Biz bunları yaparken muhalefet ne yaptı? Bugün ana muhalefet genel başkanı 2 makam aracının üzerine mecliste bir makam aracı daha talep etti. Bir takım eleştiriler yaparken, sözler ifade ederken bu eleştirilerin eylemleri karşılamadığını çok net bir şeklide görüyorsunuz" dedi.
İş dünyasından istikrar mesajı
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın da, İş insanlarının yatırım ve önünü görebilmek için güven ve istikrarı tercih ettiğini söyleyerek, "Hamdolsun bu bağlamda geçmişteki koalisyon hükümetlerini düşündükçe ülke olarak çok çok iyi yerlerde olduğumuzu görebilmekteyiz. Ekonomik olarak geçmişte ne krizler yaşadık. Bunlardan ders alarak istikrarın ne kadar önemli olduğunu son 20 yılda ziyadesi ile gördük" dedi.
Öte yandan Binali Yıldırım, Çiğli ilçesinde bulunan Katmerciler Araç Üstü Ekipman Sanayi Fabrikası'nı da ziyaret etti. Yıldırım'a ziyaretinde İcra Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Katmerci ve Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Katmerci eşlik etti.