Antalya'nın Muratpaşa ilçesine tabi Kızıltoprak Mahallesi'nde, 'Yediarıklar' diye tanıdık bölgeden geçen arıkların kurumasının gerisinde 1965 yılında yumuşak zemine yapılaşma başladı. Zemindeki çökmeler sebebiyle alanda yer alan 210 civarındaki gecekondu, göçükten etkilenerek yanlamasına ve öne doğru yatmaya başladı. Aradan geçen yıllar içinde evlerdeki eğim de artarak yaklaşık olarak yıkılacak duruma geldi. Evlerde yaşamış vatandaşlar ise duruma kendi imkanlarıyla yaptıkları demir bloklarla önlem almaya çalışıyor. Bölgede bir takım gecekonduların eğimden dolayı yıkıldığı, bazılarının da boşaltılmış olduğu görülse de çoğu gecekonduda yaşam halen devam ediyor.
Gecekonduların 50'si yatık halde
1994 yılından bu yana Kızıltoprak Semt Muhtarlığını yapan Mustafa Yılmaz, mahalledeki yaklaşık 50 gecekondunun yatık olduğunu söyledi. Tehlike taşıyan evlerde bazı vatandaşların yaşadığını, bazılarının ise taşındığını belirten Yılmaz, “Gidecek yeri olmayıp, riski göze alıp oturanlar var. Burası Yediarıklar. Düden çayından başlayan 7 arık buradan geçiyor. Bu arıklar Topçular Mahallesi'ni, Mehmet Mahallesi'ni, Kızıltoprak Mahallesi'ni, Çaybaşı ve Değirmenönü Mahallesi'ne değin iniyor. Zamanında arıklar doldurulmuş ve üstüne evler yapılmış. Topraklar da zamanla dibe oturunca, evler maalesef bu ayla gelmiş. Tümü bu şekilde yatmış” dedi.
“Evlerin içinde kalanların kurtuluşu olmaz”
Yatık evlerin çok tehlikeli olduğuna dikkat çeken Muhtar Yılmaz, “Şimdiye değin bir sarsıntı olmadı ama en minik bir sarsıntıda bu evlerin içinde kalanların kurtuluşu olmaz. Ben 27 yıldır burayı böyle bilirim. Yetkililere bildirdik fakat hazine alanı” diye konuştu.
“Her depremde diken üstündeler”
Evlere hemen bir çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Burada oturan da var, terk eden de var. Daha ne kadar oturacaklar? Devletimizin bir çözüm bulması gerekiyor Bu halk müziği çeyrek asırdır bu şekilde oturuyor. Allah korusun nerede bir zelzele olsa cümbür cemaat sıkıntılı oluyor, telaşlanıyor. Kaslı bir fırtınada, yağmur da olsa insanlar korkuyor. Kasırga da bunları göçürebilir. Her depremde diken üstündeler.”
1968 yılından bu yana tehlike arz eden gecekondu evinde oturan Bayram Çalışkan (65), “Evvelden beri çatlaklar vardı. Arık çekilince toprak çökmeye başladı. Defalarca huzursuz oluyoruz. Evler çatlak. Oğlum da bu mahallede oturuyor onun evi daha berbat. Depremde fırtınada fazla korkuyoruz” diye konuştu.
“Korkuyla oturuyoruz”
Bayram Gayretli'ın eşi Gülsüm Çalışkan da (60), evlerinde korkarak yaşadıklarını söyledi. Işine Düşkün, “Depremde de fırtınada da korkuyoruz. Hiç dayanıklı yok, çatlaklar var. Evimiz yatık. Deprem oldu mu daha fena olur. Korkuyla oturuyoruz. Oğlumuz da korkudan uzun süredir bizim evimizde kalıyor. Hepimiz büyük panik içerisindeyiz. Gitsek nereye gideceğiz. Başka yerimiz yok fakat, tümü burası” dedi.
“Yemek Yemek, çay altında denge koymayınca dökülüyor”
Yatık evde yemek yemek yapmanın da zor olduğuna dikkat çeken Çalışkan, “Yemeği hazırlıyorum siniye koyuyorum. Altına denge koymayınca yemekler, dere tümü dökülüyor. Altına mutlaka denge koymamız lazım” ifadelerini kullandı.
“3 büyüklüğünde sallantı olsa yerle bir oluruz”
50 yıldır bu mahallede ikamet ettiğini dile getiren Eşref Çetin ise, “Her an evlerin aşağıda kalma durumumuz var. 3 büyüklüğündeki bir sallantı, mahallenin göçmesi için yeter. 3 büyüklüğünde sallantı olsa yer bir oluruz. Buraların altı zaten bataklıktı, biz doldurduk. Bizi kurtaran da olamaz, burası çökse doğrudan doğruya çamurun içinde oluruz. Çünkü altı bataklık” dedi.
Huriye Ferah Vanlı - Gazi Taş