ANKARA (AA) - Deniz kaplumbağalarının yaşamı, son 70 yılda plastik atıklar, petrol sızıntıları, termik santrallerin yarattığı kirlilik ve küresel iklim değişikliği nedeniyle tehdit altına girdi.
Balıkçıların, avlanırken kayalıklara takıldığı için suda bırakmak zorunda kaldığı ağlar "hayalet ağ"lara dönüşürken, deniz canlıları için ölüm saçmaya devam ediyor.
Uzun yıllar akıntıyla yer değiştiren ve önüne gelen her canlıyı avlayan hayalet ağların, kamu kurumları ve gönüllüler tarafından toplansa da önüne geçilemiyor. Denizden çıkarılıp üzerindeki ölü canlılara bakıldığında etkisinin daha da net görüldüğü hayalet ağlar, dalış turizmi için de risk barındırıyor.
Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Muğla, Hatay, Adana, Antalya, İstanbul ve Rize'de ayrı ayrı çevresel araştırmalar yürüten Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER), Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği (SAÇEVKO) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) 2 yıllık verilerini derledi.
Projenin görselleri ise deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olan Türkiye'nin en batı kıyısı İztuzu ve en doğu noktası Samandağ sahili arasında Anadolu Ajansı (AA) foto muhabirleri Özge Elif Kızıl ve Şebnem Coşkun'un 4 ay süren çalışmasıyla kayıt altına alındı.
Çekimler, denizlerin kadim canlıları deniz kaplumbağalarının yaşamlarının çevresel kirlilikle giderek daha tehlikeli bir yolculuğa dönüşen yaşamlarını gözler önüne serdi.
DEKAMER'in son iki yıllık verilerine göre, 231 ölü deniz kaplumbağası Akdeniz sahillerine vurdu. Ayrıca DEKAMER'e rehabilitasyon için getirilen 95 deniz kaplumbağasının 56'sı denizsel alana geri dönerken, 39'u hayatını kaybetti.
Balıkçılık faaliyetleri nedeniyle yaralanan 26, deniz taşıtı çarpması sonucu 7, kasti yaralamalar ile 6 ve doğal nedenlerle 18 deniz kaplumbağası DEKAMER'e getirilerek rehabilitasyona alındı.
"Hayalet ağlar kaplumbağalar için sorun"
Türkiye'de deniz kaplumbağaları için birçok sivil toplum kuruluşu tarafından çalışmalar yürütülüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile ortak çalışma yapan WWF'nin faaliyetlerine ilişkin bilgiler aktaran, vakfın Türkiye Denizler ve Yaban Hayatı Program Müdürü Ayşe Oruç, hassas türler arasında yer alan deniz kaplumbağalarının balıkçı ağlarına yakalanmasının bu türler için büyük sorun olduğunu dile getirdi.
"Balıkçılar gün geçtikçe deniz kaplumbağalarına hassasiyetle yaklaşıyor." diyen Oruç, Akdeniz havzasındaki hassas deniz canlılarına yönelik sürdürülen Med Bycatch Projesi kapsamında, trol ağlar ve küçük ölçekli balıkçıların kullandığı ağların led lambalar kullanılarak, hedeflenmeyen türlerin ağlardan uzaklaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
WWF'nin hayalet ağlarla ilgili çalışmaları olduğunu, konuyla ilgili geri dönüşüm aşamasında kalıcı çözümler üretmek için çalışmalara devam ettiklerini belirten Oruç, şu bilgileri verdi:
"Bunlar çok meşakkatli işler. Denizin altında çalışmak zor ve herkes çalışamaz. Su altında o işi yapabilme eğitiminizin de olması gerekiyor. Çok büyük ağlar için gerekli teknenizin, ekipmanınızın olması gerekiyor. Hayalet ağlarla ilgili yaygınlaştırmak istediğimiz fikirlerden bir tanesi 'hayalet ağlar ağı' kurulması. Yerel yönetimlerin mutlaka içinde olması gerekiyor. Balıkçılık Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün yerel birimleri işin içinde ve kamudan izin almadan bu işleri yapamıyorsunuz. Yetkili kurumlardan sivil toplum kuruluşları bir ucundan tutabilir, bu ağların geliştirilmesine destek olabilir."
J olta yerine C olta
DEKAMER Başkanı Prof. Dr. Yakup Kaska da kaplumbağaların, balıkçılık faaliyetlerinin yapıldığı ortamda ağlara takılmamasını beklemenin çok mümkün olmadığını vurguladı.
Kaska, ağlara deniz kaplumbağası takıldığında neler yapılması gerektiğini balıkçılara anlattıklarını dile getirerek, "Balıkçılara, ağda baygın şekilde kaplumbağa gördüklerinde öldü zannedip denize atmamalarını söylüyoruz. Kafası aşağıda, kuyruk tarafı yukarıda olacak şekilde muz tanklara koymalarını ve bizlere hemen haber vermelerini istiyoruz. Bu hayvanların büyük çoğunluğunu kurtarabiliyoruz ve bu yaptığımız en önemli faaliyetlerden biri." dedi.
Kaska, balıkçıların oltalarını "J" şeklinde kullandıklarını ve bunların deniz kaplumbağalarının ağzına daha kolay takıldığını anlatarak, bu konuda yaptıkları çalışmada "C" şeklinde ucu biraz daha kıvrık olan olta kullanımını artırmak istediklerini, bunların kaplumbağaların ağzına takılmayacağını söyledi.
Yeni bir uygulama olarak ağlara yeşil ışık taktıklarını belirten Kaska, yeşil ışıkla deniz kaplumbağalarını deniz içerisinde uyararak, ağlara takılmalarının önüne geçmeye çalıştıklarını ifade etti.
Diğer bir sorun da "misina"
DEKAMER Başkanı Yakup Kaska, deniz kaplumbağalarının yaşadığı problemlerden birinin de misina dolanması ve misina yutmaları olduğuna işaret ederek, eğer misinaların ucunda kanca yoksa tedavilerinin daha kolay olduğunu söyledi.
Kaska, kaplumbağaların yuttuğu misinaların ucunda olta iğnelerinin de olabildiğini, bu iğnelerin çok küçük olması durumunda asidik beslenme ile korozyona uğrayıp, midede çürüyüp gidebildiğini kaydetti.
Yakup Kaska, oltaların saplanması sonucu misinanın bağırsak düğümlenmesine yol açması durumunda ise kaplumbağaların hayatını kaybettiğini vurguladı.
Büyük oltaların kaplumbağalara takılması durumunda cerrahi operasyon yapmak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Kaska, "Misinalar, kaplumbağalara büyük zarar veriyor. Midenin alt kısmındaysa hayvana çok fazla zarar vereceğimiz için müdahale etmiyoruz ancak yemek borusu ve midenin başlangıç kısmındaysa, sağ tarafa ya da sol tarafa yakınsa kasık bölgesinden operasyon yapılarak, kaplumbağayı oltadan kurtarıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yakup Kaska, Eylül 2021'de Fethiye'de vatandaşlar tarafından bulunan ve tekne yaralanması ve misina yutması sebebiyle tedavi altına alınan, "Ufuk Duru" ismi verilen yeşil deniz kaplumbağasının DEKAMER ekiplerince tedavi altına alındığını anlattı.
Kaska, kaplumbağanın röntgeninde 7 kanca bulunan bir misina tespit ettiklerini ve tüm tedavilere rağmen birkaç ay sonra yaşamını yitirdiğini belirtti.
Deniz kaplumbağalarının yüzgeçleri kopartılıyor
Veteriner Koray Kabadayıoğulları da deniz kaplumbağalarının balıkçı ağlarına takıldığında yüzgeçlerinin kopabildiğini ya da özellikle yüzgeçlerin koparılmaya çalışıldığını söyledi.
Kabadayıoğulları, Midas isminde 8-10 yaşlarında bir kaplumbağayı tedavi altına aldıklarını ama uzun süre hayata tutunamadığını kaydederek, "Midas, bize geldiğinde üzerinden çok zaman geçmişti ve yüzgeçlerinin kırık uçları, kesildiğini gösteriyordu. Eğer bir misinaya dolanmış olsaydı ya da bir hayalet ağa takılmış olsaydı yüzgeç daha düzgün şekilde ampute olur ve kopardı. Maalesef Midas’ın iki ön yüzgeci koparılmıştı. Zaten gözünün de gitmiş olması onun darbe aldığını gösteriyor." diye konuştu.
Turistler besliyor, tekne pervaneleri zarar veriyor
Uzmanlar, Akdeniz'in tehlike altındaki türlerinden deniz kaplumbağalarının hayatını tehlikeye atan bir diğer unsurun ise tekne pervaneleri olduğuna dikkati çekiyor.
Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan bölgesindeki kanal üzerinde Dalyan Tekne Kooperatifine bağlı yaklaşık 500 tekne bulunuyor ve bu tekneler gün içerisinde yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Tekne tur programlarda caretta caretta kumsalı olarak da bilinen İztuzu kumsalına geziler de yapılıyor. Yasaklanmasına rağmen tura katılan turistler, caretta carettaların çok sevdiği mavi yengeçleri satın alarak onları bu yengeçlerle besliyor.
Kanalda mavi yengeçleri yemek için toplanan caretta carettalar teknelerin pervanelerine takılarak yaralanıyor ya da ölüyor.
DEKAMER Başkanı Yakup Kaska, deniz kaplumbağalarının bu kadar tekne ve sürat motorunun olduğu yerde yaralanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
İztuzu sahiline gelen turistlerin kaplumbağaları görmek istedikleri için onları mavi yengeç ile beslemesiyle deniz kaplumbağalarının adeta evcilleştirildiği uyarısını yapan Kaska, şunların kaydetti:
"5-10 avro bahşiş vererek beslenen o kaplumbağalar, teknelerin etrafında dönüp dolaşmaya başlıyorlar ve hayvanlar da bu beslenme sistemine alışınca, 'dün beni beslemiştin, bugün beni neden beslemiyorsun' davranışıyla bölgede yüzen insanlara küçük ısırıklar atmaya başlıyorlar. Biz, bu nedenle yetkili Bakanlık, Valilik nezdinde de girişimlerde bulunarak, turistlere kaplumbağa göstermek için besleme faaliyetlerini yasakladık. Ancak tabii böyle alışmış olan kaplumbağaların hemen doğal beslenme sürecine geçmediklerini de biliyoruz. Kaplumbağaları denizde kafeslerin içerisinde doğal beslenme sürecine tabi tutarak rehabilitasyonlarını sağlıyoruz."