İSTANBUL (AA) - İstanbul Gelişim Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Onur Okan Demirci, karne notu ne olursa olsun faturasının çocuğa kesilmemesi gerektiğini çünkü kötü notların altında anne ve babaların kendi hırslarının yattığını belirtti.
İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, 21 Ocak'ta yarıyıl tatilinin başlaması dolayısıyla Dr. Öğr. Üyesi Demirci'nin değerlendirmelerine yer verildi.
Demirci, ebeveynlerin, çocuklarının geleceklerini karne notları üzerine kurduğunu ve düşük notlarla ciddi hayal kırıklıkları yaşayabildiklerini anlatarak, karne notu ne olursa olsun bunun faturasının çocuğa kesilmemesi gerektiğini kaydetti. Kötü notların altında anne ve babaların kendi hırslarının yattığını ifade eden Demirci, karnede yer alan notların bir zeka ölçütü olmadığını da vurguladı.
Demirci, çocuklara notları yüzünden fazla baskı yapılmaması gerektiğini belirterek, çünkü ailesinin beklentilerini karşılayamayan çocukların sevilmediklerini düşünebileceklerinin altını çizdi.
Ebeveynlerin çocuklarının daha başarılı olması için doğru bilinen birçok yanlış davranışta bulunduğunu belirterek bunlardan birinin de ödül-ceza yöntemi olduğunu hatırlatan Demirci, şöyle devam etti:
‘’Kısa vadede işe yarıyor gibi görünen bu yöntem, uzun süreçte tam aksine ciddi sıkıntılara yol açabilmektedir. Yaşamı ödül ve cezadan ibaret gören çocuk, zihinsel gelişimi açısından son derece önemli olan soyut düşünce kavramlarından giderek uzaklaşacak ve sadece maddesel bir düşünce sistemi geliştirecektir. Bu sistem ileride kaygı bozukluklarından tutun ciddi öfke problemlerine, alkol ve madde bağımlılıklarına varabilecek düzeyde sorunlara yol açabilmektedir. Tatil süresi boyunca, okul saatleri kadar uzun olmayacak şekilde çocuklarınıza ödevler verebilirsiniz. Ancak esas olarak çocuk ebeveyninin güvenine, şefkatine ihtiyaç duyan bir varlık olduğu için ebeveyni ile daha fazla sağlıklı vakit geçirebilmeyi arzular.’’
Onur Okan Demirci, salgının hala devam etmesi dolayısıyla yaşıtlarıyla yeterince sosyalleşemeyen çocukların özellikle yarıyıl tatilinde dijital dünyada daha fazla vakit geçirebileceğinin altını çizerek ‘’Aileler, çocuklarının ihtiyaç ve arzularını görebilmeli ve ona göre hareket etmelidirler.’’ değerlendirmesinde bulundu.