İSTANBUL (AA) - Yönetmen ve senarist Fatih Mutlu, yapımcı Ertuğrul Fındık ve başrol oyuncuları Açelya Topaloğlu ile Sergen Deveci, filmin hikayesini ve çekim aşamalarını AA muhabirine anlattı.
Televizyonda gündüz kuşağında yayınlanan kadın programlarını çok uzun süre takip ettiğini dile getiren Fatih Mutlu, ardından bu filmin ortaya çıktığını söyleyerek, şöyle devam etti:
" 'İçimde biriktirdiğim bir şeyler var bununla ilgili, henüz farkında değilim. Bu karakterin üstüne gidersem, bir şeyler olacak galiba' dedim. Ortaya bu film hacminde bir şey çıktı. Demek ki gerçekten önemsediğim, üstünde durduğum, burada altını çizmem gereken şeyler var dediğim bir konuymuş. Böylece gündüz kuşağında bir karakterin hikayesini anlattığımız bir film çıktı ortaya."
Mutlu, çekimlerin İstanbul'un farklı mekanlarında gerçekleştiğini dile getirerek, "İstanbul'un bir ucundan bir ucuna, çok farklı mekanlarda çektik. Nalan'ın İstanbul filmi olduğunu ifade edebilirim. Sadece bunu görsel olarak söylemiyorum. Hikayenin olduğu mekanlar ve karakterlerle kurduğumuz bağ anlamında da söylüyorum." dedi.
Çekimlerin 3 hafta sürdüğünü sözlerine ekleyen Mutlu, "Normalde, filmin hacmine göre çok yoğun bir tempo aslında 3 hafta. Fakat çok yoğun provalar yaptık, sete çıkmadan önce. Oyuncu arkadaşlarımız sağ olsun, hepsi provalara çok yoğun katılım gösterdi. Hepsi çok ilgiliydiler. İlk filmini çeken bir yönetmenin kendini tedirgin hissedeceği alanların hepsini bu sayede aştım." ifadelerini kullandı.
"İçerik eksikliği var"
Yapımcı Ertuğrul Fındık, Nalan'ın salgın sürecinden sonra ortaya çıkan 3-4 komedi filminden biri olduğunu aktararak, "Diğer arkadaşların filmleri de çok değerli. Nalan'ın farkı, biz farklı bir film çektik. Hem yapım hem içerik tarafında farklı özellikleri olan bir film. 7 Ocak'ta seyircimizle buluşacağız. Klasik, alışılagelmiş komedi türünden biraz daha farklı. Daha ziyade Kore usulü romantik komedi dediğimiz, yani komedi başlayıp, dram olarak devam eden bir film. Bu anlamda da özellikle çok geniş bir kitle tarafından ilgiyle izleneceğinden eminiz." değerlendirmesini yaptı.
Alışılmış kalıpların dışında bir iş yaptıklarının altını çizen Fındık, "Başı ve sonunu bir kitap gibi kapattığınızı düşünürseniz, film bir simetri arz eder. Bütün planlar simetri içinde çekildi. Nalan 'ters konuşma' hikayesi. Biz de seyirciye bunu göstermek için bilmeceler bulmacalar koyduk içerikte." dedi.
Fındık, sinema seyircisinin yeniden sinema salonlarına gittiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"İçerik eksikliği var. Dolayısıyla bu içeriği hızla yapımcıların oluşturması lazım. Biz de bir filmimizle buna katkıda bulunuyoruz ama yeni içerikler de oluşturacak filmler çekeceğiz. Bu yıl yeni filmlere de imza atacağız. Zaten bu filmin gösteriminin hemen ardından diğer filmin ön hazırlığı başlıyor. Sürekli içerik üretmek gerekiyor. Seyirci, dijital platformların çok çeşitliliği illüzyonu içerisinde, kendisini sinema disiplini içinde bulmayı çok özledi diye düşünüyoruz. Çok fazla seçenek olduğu için, 'Sinemaya gidilir mi?' gibi bir düşünce yok. Bilakis o disiplin, seyircinin aradığı bir şey."
"Farklı bir matematiği olan bir senaryoydu"
Oyuncu Açelya Topaloğlu da Nalan'ın sabah programı sunucusu olduğunu belirterek, "2 yıl aradan sonra ilk canlı yayınında, bir travmasının tetiklenmesiyle, afazi rahatsızlığına yakalanıyor. Bu, soru sorulduğunda, düşündüğünün tersini söyleme rahatsızlığı. İşin kötü yanı, bunu yapan kişi kendini duymadığı için, durumun böyle olduğunu bilmiyor. Film bunun üstüne başlıyor." ifadelerini kullandı.
Senaryoyu ilk okuduğunda çok heyecanlandığını dile getiren Topaloğlu, "Çünkü değişik bir hikayesi, farklı bir matematiği olan bir senaryoydu. O heyecanın üstüne tanışmaya gittik ve onların da çok heyecanlı olduğunu gördüm. Aslında bir yerden sonra kolektif bir iş olmaya başladı." diye konuştu.
Genç oyuncu, çekimlerde çok keyifli ve zaman zaman zorlandığı sahneler olduğunun altını çizerek, "3 Haftada çektik bitirdik ama öncesinde bir buçuk aylık ön çalışma süreci vardı. O süreçte tabii hem sahnelere daha rahat adapte olduk, hem partnerim sevgili Sergen Deveci ve diğer sahne arkadaşlarımızla biraz daha çabuk kaynaştığımız için set daha güzel aktı, daha keyifli geçti." dedi.
Nalan karakterinin, filmdeki diğer rol arkadaşlarıyla güçlendiğini sözlerine ekleyen Topaloğlu, "Çünkü ben bu işte gerçekten çok alışılan bir komedi tarzında, Açelya'dan beklenen bir tarzda oynamadım. Bunun için de gayret gösterdim sevgili yönetmeniz sayesinde ama asıl mevzu, asıl komedi, diğer sahne arkadaşlarımla oldu." ifadelerini kullandı.
Topaloğlu, güldürmenin zorluğuna da değinerek, "Sanırım o bir kas gibi oluyor. O kası çalıştırıp, seyirciyi de anlamaya başladığınızda işler biraz daha rahat oluyor ama evet güldürmek bence de zor. Biz eğer bunu başarabiliyorsak ne mutlu bize." dedi.
"Güzel bir kadın hikayesi"
Sergen Deveci ise yapıma ilişkin şunları aktardı:
"Voleybol takımı gibi düşünürsek, ben buradaki pasörüm. Çok güzel bir kadın hikayesi. Bir kadının yaşadığı travmatik durum diye özetliyorum. Yani hastalık veya yaşadığı bir sorun gibi düşünülebilir ama bir kadının bir yolculuğu var ve ben ona eşlik edip, onun olayını seyirciye anlattığı tarafım belki de. O yüzden, hikaye gereği, benim sorumluluğum biraz daha rahattı. Açelya'nın bir yükü vardı ve o yükü taşırken, elimden geldiğince, partner diyemem belki ama yardımcı olarak ona eşlik etmem gerekiyordu. Bence güzel bir arkadaşlık, güzel bir süreç, güzel bir çalışma ortamı ve set oldu. Günün sonunda güzel bir şey ortaya çıktı. Ben de merak ediyor, izlemek istiyorum."
Çekim süreciyle ilgili olarak da Deveci, "Herkes söylüyor ya; 'Çok eğlenceliydi, çok güldük. Umarım siz de gülersiniz.' diye. Tabii ki herkesin neye güldüğünü tam olarak bilemiyoruz. Herkesin çok güldüğü şey, belki bizim çok gülmediğimiz bir şey olabilir. Ama bizim arkadaşlık ortamımızda güzel, üst düzey bir şaka seviyesi vardı. Birbirimizi anladığımız bir set ortamıydı. Hiç sorun yaşamadık. Bu çok önemliydi bence." diye konuştu.
Deveci, oyuncuların set dışında birlikte zaman geçirmesinin zor olduğunu ancak Nalan'ın ekibinin bunu sağladığını vurgulayarak, "Gerçekten hiçbir şey olmasa bile güzel bir arkadaşlık kaldı elimizde. Umarım güzel de bir iş olur. Hatırası kalır. Bu arkadaşlık, güzel bir işle taçlanır diye umut ediyoruz." dedi.
Güldürmenin zor olmadığını savunan Deveci, sözlenini şöyle tamamladı:
"O matematiği bilmek gerekiyor. Komedi aslında repliklerle de mümkün ama bazı sahnelerde replikler ya da insan performansı, oyuncu performansıyla olmadığını bilirsek, durumları komik tasarlarsak oyuncunun işi daha kolay olur. Hani bazı doğrular vardır. Bu komik değil, bu komik, dediğimiz durumlar var. Komik değil dediğimiz yere tutunmaktan ziyade, komik olan yeri biraz daha geliştirirsek, bence çok zor değil komedi. Çok iyi komedi yaptığımı söylemiyorum ama bence komedi o kadar da zor değil. Eğer durumu komik yaratırsak zaten geri kalan her şey komik oluyor bence."
Filmde, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar da rol aldı.