İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Mehmet Oğuzhan Özyurtkan, "Omicron varyantının özellikle boğazda çoğalması, yayılım hızının çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor; yani bu varyant daha fazla insanda görülecek. Asla gevşememeliyiz." dedi.
Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özyurtkan, Omicron varyantı ile ilgili, "Omicron varyantı, son 2 yıldır dünyanın en önemli sağlık sorunu olan ve Çin’in Wuhan kentinden çıkıp yayılan Kovid-19 hastalığına sebep olan SARS-CoV-2 virüsünün değişmiş bir halidir. Daha önce saptanan alfa, beta, gama ve delta varyantına ek olarak ilk kez 11 Kasım 2021’de bir Güney Afrika ülkesi olan Botswana’da saptanmıştır. SARS-CoV-2 virüsü 'spike' adı verilen bazı özel proteinlere sahiptir ve bu proteinler aracılığıyla hücrelere tutunup çoğalarak yayılmaktadır. Omicron varyantında bu proteinlerde mutasyonlar çok fazladır ve bu yüzden bağlanma ve çoğalıp yayılma olayı Omicron varyantında oldukça fazladır. Zaten görüldüğü üzere 2 ay içerisinde bu varyant diğerlerinin önüne geçmiş ve hemen her ülkede en sık rastlanan varyant şekline dönüşmüştür." ifadelerini kullandı.
Kovid-19 hastalığının başından beri virüsün akciğer dokusuna kolay yerleşebildiğini ve ciddi akciğer hasarına ve buna bağlı olarak ölüme sebebiyet verdiğini aktaran Özyurtkan, "Proteinler aracılığıyla virüs akciğer dokusuna girmekte, hava keseciklerini ve dokuyu tahrip ederek klasik viral pnömoni tablosu oluşturmakta, akciğerin gaz alışverişi yapıp vücuda oksijen sağlama kapasitesini bozmakta ve sonunda ölüme sebebiyet verebilmektedir. Ancak Omicron varyantında bu durum az görülmektedir.
Dünya çapında yapılan buna yönelik 6 önemli çalışma yapılmıştır. Fakat bu çalışmalar sadece deney hayvanları üzerindedir. Glasgow Üniversitesi tarafında yapılan çalışma, SARS-CoV-2 virüsünün akciğere tutunmasında etkili rol oynayan TMPRSS2 proteinin Omicron varyantına daha az yanıt verdiğini göstermiştir. Ayrıca tüm diğer çalışmalar Omicron varyantının akciğerden ziyade üst solunum yolları olan ağız ve boğazda daha sık tutunduğunu, diğer varyantlara göre vücuda girdikten sonraki ilk 24 saat içinde 70 kat hızlı çoğaldığını ortaya koymuştur. Bu sonuçlar, Omicron varyantının neden viral pnömoni değil de sıklıkla boğaz enfeksiyonu şeklinde ortaya çıktığını desteklemektedir." açıklamasında bulundu.
- "Asla gevşememeliyiz"
Özyurtkan, korunma önlemlerini gevşetmenin ve daha “rahat” bir yaşama geçmenin asla düşünülecek bir durum olmadığını belirterek, "Omicron varyantının özellikle boğazda çoğalması, yayılım hızının çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor; yani bu varyant daha fazla insanda görülecek. Asla gevşememeliyiz. Ülkelerden gelen raporlar Omicron varyantına bağlı hastaneye yatışların ve ölüm oranlarının diğer varyantlardan düşük olduğu yönünde. Ancak yine veriler diyor ki bu varyant yüzünden yoğun bakıma düşecek kadar kötüleşenlerin ve hatta hayatını kaybedenlerin çoğunluğu Kovid-19 aşısını yaptırmamış veya eksik yaptırmış olanlardır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Omicron varyantının akciğer hasarını daha az yapması, rahat davranmamız anlamına gelmiyor"
Çalışmaların bu varyanta yakalananlarda hastalığın daha hafif geçtiğini, nispeten gribal enfeksiyon tarzında bulgular yarattığını vurgulayan Özyurtkan, "Bu durumda, ölüm riski azalmış olsa da, yaygın bulaş sebebiyle Omicron varyantı bir süre daha hayatımızda olacaktır. Maskeden ve mesafeden ödün vermeden hayatımıza devam etmemiz önemlidir. Hong Kong Üniversitesi tarafında kısa önce yapılan çalışmada aşısı tam olan insanların akciğer hasarının daha az olduğu gösterilmiştir. Bu yüzden, özellikle aşısız veya aşı dozları eksik olanların hayati risklerinin daha fazla olduğunu unutmamalı ve kendimizin ve çevremizdekilerin aşılarını uygun şekilde olmaları için gerekli hassasiyeti göstermeliyiz. Omicron varyantının akciğer hasarını daha az yapması, rahat davranmamız anlamına gelmiyor" ifadelerine yer verdi.