İSTANBUL (AA) - Doç. Dr. Vedat Beşkardeş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminden beri başıboş köpeklerle ilgili problemler yaşandığını, köpeklerin geçmişte Adalar'a götürüldüğünü, ancak orada da aç bırakıldıkları için birbirlerine zarar verdiklerini hatırlattı.
Başıboş köpekler sorununun bir türlü başarılı bir şekilde çözülemediğini anlatan Beşkardeş, sorunun kaynağında, sokaktaki başıboş köpekler, kırsal kesimde sahipli ama zaman zaman serbest bırakılanlar ve sahipli iken terk edilenler olduğunu belirtti.
"Barınağa gidip bir köpeği sahiplenmek çok daha insancıl"
Çözüm önerilerini aktaran Beşkardeş, "Pet shoplarda kedi ve köpek tarzı hayvanların satışına izin verilmemesi lazım. İzin verilecekse bile mutlaka çok sıkı denetimler olması lazım. Dışarıda bir sürü para verip alacağınız bir köpektense bir barınağa gidip bir köpeği sahiplenmek veya başka bir kediyi sahiplenmek hem çok daha insancıl hem de bu işin çözümüne katkı sağlayacak bir eylem olur." diye konuştu.
Belgrad Ormanı'nda farklı cinslerde köpekler bulunduğunu kaydeden Beşkardeş, bunun sebebinin, çocukları için köpek sahiplenen ailelerin, çocukları büyüdükten sonra sorumluluk üstlenmek istememeleri ve köpekleri ormanlık alana bırakmaları olduğunu belirtti.
Ormanlık alana bırakılan köpeklerin hem can güvenliği olmadığını hem de diğer hayvanlar için birçok sorun yaratabileceğini ifade eden Beşkardeş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orman kenarlarına bırakılan köpekler daha rahat yaşar diye düşünüyorlar ama öyle değil. Orman kenarına bıraktığınız zaman köpeği eğer kendine bir sürü bulabilirse şanslı ama sürü bulamazsa ormanda bıraktığınız köpek muhtemelen ölecektir. Genellikle sürü bulabiliyorlar ama tabii sürünün de onu kabul etmesi gerekiyor. Yani dolayısıyla şimdi ormana veya kırsala bıraktığınız köpekler şunu yapıyor. Sürü oluşturuyorlar, bir araya geliyorlar ve diğer hayvanları en basit anlamda taciz ediyorlar. Bir araştırma var. Köpekler, bir Amerikan ak kuyruklu geyiği yaklaşık 6 kilometre takip edebiliyorlar. Şimdi bu şu anlama geliyor. Hayvanı takip ettiğiniz zaman güvenli alanından çıkarıyorsunuz. Güvenli alanından çıktıktan sonra o hayvan diğer predatörlere (yırtıcı hayvanlara) karşı da savunmasız duruma düşüyor ve bu duruma düştüğü gibi aynı zamanda yoruluyor da."
"Yabani hayvanların kazandığı genetiği bozabilirler"
Köpeklerin diğer hayvanları taciz etme, doğrudan öldürme dışında doğadaki zoonoz hastalıkları şehre taşıyabileceğine dikkati çeken Beşkardeş, "Normalde siz doğal bir alana gittiğiniz zaman size bir tilki yaklaşmaz. Size bir kurt kolay kolay yaklaşmaz. Size herhangi bir hastalığı bulaştırma şansı çok çok düşük ama bir köpek öyle değil. O köpek hem doğaya gidip hem şehre geldiği için veya size yaklaştığı için hastalıkları taşıma riski var. Bu şekilde zararlarını sınıflandırabiliriz köpeklerin." diye konuştu.
Yaban hayvanlarının genetiğinin bozulabileceğini belirten Beşkardeş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaban hayatında kedi, köpek ve melez keçi gibi hayvanların olmasını istemiyoruz. Bunların bulunması yüzlerce yıllık veya binlerce yıllık yabani hayvanların kazandığı genetiğin; doğaya, bulunduğu ortama uyum sağlamış genetik özelliklerinin bozulması anlamına geliyor.
Başıboş köpekler, yaban hayatı için bir tehlikedir. Mesela, alageyik Türkiye'de nesli tehlike altında bir türümüz. 300 civarında geyiğimiz var. Şimdi siz bu hayvanları korumak istiyorsanız sahada başıboş köpek bulundurmamanız lazım."
Beşkardeş, ormandaki başıboş köpeklerin kesinlikle toplatılması ya da kesinlikle aç bırakılmamasını vurgulayarak çoban köpeği gibi sahibi bulunabilecek köpeklerin de çip takılması gerektiğini belirtti.
Muhabir: Hasan Hüseyin Kul