ANKARA (AA) - AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, Türkiye'nin yerlileşme ve millileşme politikası çerçevesinde yerli aşı üretimi için önemli bir adım daha atıldı.
Bakanlık desteğiyle 2020'de at kaynaklı akrep antiserumu, tetanoz, difteri ve yılan antiserumları ile erişkin tipi tetanos-difteri aşısının yerli üretimi gerçekleştirilirken, 1996'da durdurulan yerli kuduz aşısı üretiminin tekrar başlatılmasını sağlamak için de harekete geçildi.
Bu kapsamda sağlık endüstrileri alanındaki yatırım, üretim, ihracatın artırılması, teknolojinin geliştirilmesi amacıyla 2015'te kurulan ve yerli aşı üretimini öncelikli gündemi olarak belirleyen Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi, yakın zamanda proje duyurusuna çıktı.
"Kuduz Aşısı Yerli Üretim Projesi" başlığıyla yapılan duyuruda, bu üretimi gerçekleştirmek isteyen firmaların başvuruları istendi. Duyuruda ayrıca yerli üretilecek aşının, Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylı olması şartının aranacağı bildirildi.
Duyuruya göre, yerli kuduz aşısı üretimini gerçekleştirmek isteyen firmaların 14 Aralık Salı gününe kadar Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna başvurması gerekiyor.
Komite başvuruları değerlendirecek
Sağlık Bakanı veya görevlendireceği bakan yardımcısının başkanlığını yürüttüğü, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Ticaret bakan yardımcıları, Strateji ve Bütçe başkan yardımcısı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) başkanlarından oluşan komite, istekli firmaları dinleyecek ve değerlendirecek.
Başvuruların incelenmesi sonucunda uygun bulunan firmalar, devlet desteğiyle yerli kuduz aşısı üretim çalışmalarını başlatacak.
Türk ilaç sanayisinde özellikle son yıllarda hız kazanan yerli ve milli ilaç üretim çalışmaları, bu alanlarda dışa bağımlılığın azaltılması açısından büyük önem taşıyor.
Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kürşat Azkur, "Türkiye'ye şu an getirilen ithal aşıların tamamı vero hücre kültüründe inaktif aşılardan oluşuyor. Ülkemizin bu aşıyı üretecek tecrübesi ve birikimi var. Oldukça stratejik ve önemli bir adım. Hızlı bir şekilde tamamlanmasını ümit ediyoruz." dedi.
"Tek sağlık yaklaşımıyla hareket edilmesi gerekiyor"
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Oytun Okan Şenel ise "Kuduz Aşısı Yerli Üretim Projesi heyecan verici ve değerli bir girişimdir. Geçmişinde önemli ve öncü bir aşı üretim deneyimi barındıran Türkiye Cumhuriyeti'nin uzun süredir pasifize edilmiş konumda olan bu kültürünün tekrar hayata geçirilmesi büyük önem arz ediyor." ifadesini kullandı.
Kuduzun tüm dünyada yaygınlığını sürdüren ve Dünya Sağlık Örgütünün 2021-2030 yol haritasında önemli yer tutan tehlikeli bir zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) hastalık olduğuna dikkati çeken Şenel, hayvanlardan köken aldığı bilinen bir hastalıkla mücadelede tüm risk faktörlerinin bir arada ele alınması gerektiğini vurguladı.
Şenel, insan, hayvan ve çevre sağlığının eksiksiz değerlendirilmesini esas alan "tek sağlık" yaklaşımıyla hareket edilmesi gerektiğini belirterek, "İnsanlara yönelik üretilecek aşıdan çok daha büyük bir pazar olan ve kuduz hastalığının birincil riskini teşkil eden yabani ve evcil hayvanlara yönelik aşıların üretimi de bu çerçevede değerlendirilerek sürecin bütünselliği sağlanabilir." değerlendirmesinde bulundu.
"Ülkemiz ekonomisine ciddi katkı sağlayacak bir gelişme"
Ankara Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsa Yıldırım da şu an Türkiye'de devam eden Kovid-19 aşı üretim çalışmalarında veteriner hekimlerin önemli rol üstlendiğine işaret etti.
Hayvanlardan insanlara bulaşan ölümcül kuduz hastalığına yönelik aşıların kur hareketliliğiyle birlikte önemli ekonomik yük oluşturacağına dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak kendi aşımızı üretmememiz için hiçbir neden bulunmuyor. Bu konuda ciddi bir tecrübe ve birikime sahibiz. Kuduz aşısının üretimi de ülkemiz ekonomisine, bu konuda dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasına ciddi katkı sağlayacak bir gelişme olacaktır. Çok başarılı bir şekilde kendi aşımızı üreteceğimize inancımız tam."