Kocaeli'nin Çayırova ilçesinde bulunan Migros Şekerpınar depoda çalışan işçiler, kendilerine mobbing uygulandığı ve kötü şartlarda çalıştıkları iddiasıyla Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası'na (DGD-SEN) üye olmak istedi. Bunun üzerine Migros yetkilileri ise, bazı işçileri işten çıkarırken, bazılarını ise ücretsiz izne çıkardı. Ücretsiz izne çıkarılan işçiler, işlerine geri dönebilmek ve depoda uygulanan mobbingin sona ermesi için 50 gündür Migros Şekerpınar depo önünde direniş gösteriyor. Her gün buraya gelen işçiler, sloganlar atarak ve bildiriler okuyarak yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyor. Kış mevsiminde soğuğa aldırmadan eylemlerini sürdüren işçiler, pes etmeyeceklerini ve sonuna kadar devam edeceklerini dile getiriyor.
"Bir mesajla ücretsiz izne gönderildim"
Yaklaşık 7 yıldır Migros depoda çalıştığını söyleyen 2 çocuk babası Tayfun Güneş, "Migros'tan ücretsiz izne çıkarılmadan 1 hafta önce çocuğum dünyaya geldi. Doğum izni bittikten sonra işe geldim, o gün akşama kadar çalıştım. Eve geldiğimde bir mesajla ücretsiz izne gönderildim. Sebebi ne diye yöneticilere telefon açtığımda yönetimin aldığı kararın bu şekilde olduğunu söylediler. Yeniden nedenini sorduğum zaman, sebebinin performans ve insanların huzurunu bozmak olduğunu söylediler. İkisi de asılsız bir suçlama. Bunun ardından telefonu yüzüme kapattılar. Hiçbir şekilde bana geri dönüş yapmadılar. Benim evime ekmek götüremediğimi biliyorsun. Benim çocuğum dünyaya yeni geldiği halde neden ücretsiz izne çıkardın? Bunu söylediğimde ise hiçbir şey söylemeden telefonu yüzüme kapattılar" dedi.
"Maddiyat durumunu geçti, artık bu bir onur meselesi oldu"
Verdikleri direniş mücadelesinin artık tamamen onur meselesi olduğunu vurgulayan Güneş, "Bu güne kadar aramamalarının nedeni; "Buradakiler en fazla 15-20 gün direnir, ondan sonra giderler. Başka iş bakarlar. Çünkü bunların bakmakla yükümlü olduğu aileleri var diye istifa ederler, bütün hakları bana kalır" diye bizi ücretsiz izne çıkardılar. Sendika düşmanlığına bir son versinler. Migros yönetimi her zaman sendika düşmanlığına devam ediyor. Baktılar ki işçiler iradeli bir şekilde direnmeye devam ediyor, direnen işçilerin içinden kimi koparabilirim diye farklı farklı eylemlerde bulunmaya çalışıyorlar. Ama işçiler 49 gündür burada direniyorsa, bu artık bir maddiyat durumunu geçti, artık bu bir onur meselesi oldu. Biz karda, kışta, yağmurda buraya geldik. Arabamız yoktu, yürüyerek buraya geldik. Kimse bunu bilmiyor. Biz yürüyerek geldik. Çünkü onurlu emekçileriz biz. Biz maddiyatı bir kenara bırakıp onurla mücadele etmeye devam ediyoruz" diye konuştu.
"Ben gerekirse burada ölümü bile göze almışım"
Migros depoda çok kötü şeylere maruz kaldıklarını, bozuk malzemelerle çalıştıklarını ve kendilerine mobbing uygulandığını kaydeden Fatma Yiğit ise, "2 buçuk senedir Migros depoda çalışmaktayım ve orada çok kötü şeylere maruz kaldık. Suların içinde çalıştık ama yılmadık, pes etmedik ve biz onları defalarca uyardık. Bozuk transpaletlerle çalıştık, bozuk zeminlerde çalıştık. "Düzeltilsin, yıpranıyoruz" dedik ama onlar bizi hiçbir zaman kale almadılar. Biz de sendikaya üye olduk. "Kendi başımızın çaresine kendimiz bakalım, onlar düzeltmeseler de kendimiz düzeltelim" dedik. Bunun üzerine bizi yılbaşında ücretsiz izne gönderdiler. 49 gündür direniyoruz. Direnmeye de devam edeceğiz. Hiçbir zaman pes etmeyi düşünmüyorum. Ben kesinlikle yılmayacağım. Ben gerekirse burada ölümü bile göze almışım. Hakkımı almadan kesinlikle pes etmeyeceğim. Onlar sadece bizim hakkımızı yemiyor. Burada çocuğu yeni doğmuş babalar, anneler var. Hepimizin hakkını yiyorlar. Kesinlikle pes etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
"Biz kar, kış, fırtına, boran demeden buraya her gün geliyoruz"
Yaklaşık 70 işçi arkadaşlarının tehditle ve baskıyla ücretsiz izne gönderildiğini, 3 arkadaşlarının ise işten çıkarıldığını, bunun üzerine de direnişe geçtiklerini belirten Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) Genel Başkanı Murat Bostancı da, "Biz kasa kilitleme eylemlerimize, demokratik, yasal, fiili eylemlerimize devam ediyoruz. Haftada 1 gün yaptığımız kasa kilitleme eylemlerimize bundan sonra haftanın 5 günü İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Kocaeli'de ve bir çok şehirde eş zamanlı olarak yapacağız. Dolayısıyla buradaki direnişin ne kadar süreceği tamamen karşı tarafın tutumuna bağlı. Biz diyoruz ki işten atılan 3 işçi arkadaşımız ve baskıyla ücretsiz izne gönderilen işçi arkadaşlarımızın derhal iş başı yapması, depodaki baskıların sona ermesi dahilinde biz direnişi sonlandırırız. Yani bize net olarak şunu söyleyecekler; "Arkadaşlar ücretsiz izin bitmiştir, işten attığımız işçileri işe alıyoruz, ücretsiz izne gönderilen işçi arkadaşlarımız an itibariyle iş başı yapıyor, depodaki baskılar bitmiştir" dedikten sonra direniş biter. Biz kar, kış, fırtına, boran demeden buraya her gün geliyoruz. Burada aslında işçi arkadaşlarımızla birlikte emeğimize, alın terimize, mücadelemize, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için onurlu bir direniş gösterirken her gün aslında görüşme talebinde de bulunuyoruz. Ama karşı taraf işçi arkadaşlarımızla görüşmeyi kabul etmiyorlar" ifadelerini kullandı.