Antalya’da 5 yaşında babasının hediye ettiği fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekmeye başlayan doğuştan yüzde 90 görme engelli 27 yaşındaki Enes Samed Budak, çektiği karelerle görenleri hayrete düşürüyor. Geçimini fotoğrafçılıkla sürdüren ve zaman zaman bazı insanların olumsuz düşünceleriyle karşı karşıya kaldığını belirten genç adam, “Çekim için önceden anlaştığımız bazı insanlar da engelimi bahane ederek fiyatı düşürmeye çalıştı. Sadece fiyat düşürme değil, bedavaya getirmek isteyenler dahi oldu” dedi.
Dünyaya yüzde 90 görme engelli olarak gelen 27 yaşındaki Enes Samed Budak, ressam olan babasının kendisine 5 yaşında hediye ettiği fotoğraf makinesinin yıllar sonra ekmek teknesi olacağından habersiz bir şekilde fotoğraf çekmeye merak saldı. İlkokul, ortaokul ve lise çağlarında okula makinesiyle giden Budak, babasının da desteğiyle kendisini geliştirip Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü kazandı. Mezun olduktan sonra çalışmaya karar veren Budak, organizasyonlarda çektiği fotoğraflarla insanların ilgisini çekmeye başladı. Çevresindekilerin sık sık ‘nasıl çekebiliyor’ şeklindeki sorularıyla karşılaşan Budak’ın, yüzde 10’luk görme oranıyla çektiği fotoğrafları görenler ise hayretlere düştü. Genellikle portre ve manzara fotoğrafları çeken Budak, geçimini bu işten sağlamaya başladı.
Kendisine hiçbir şeyi engel olarak görmeyen Budak, bisikleti de normal insanlar gibi sürüyor.
“Filmleri güneşe tutup bakmayı seviyordum”
“Yüzde 10 görmek bana yetiyor” diyen Budak, 5 yaşında babasının hediyesiyle başlayan hikayesini, “Babam eski bir ressamdı. Hep bir görselliğin içinde büyüdüm ben. Fotoğrafa daha çok yakındım. Çekilen filmleri güneşe tutup bakmayı seviyordum. Bu ilgime karşılık babam fotoğraf makinesi hediye etmişti. Bu merakım bazı tesadüfler, bazı hırsların sonucu olarak yaklaşık 13 yıldır bana ekmeğimi kazandırıyor diyebilirim” sözleriyle anlattı.
“10 kat dikkat, özveri ve bilgi ile aradaki açığı kapatıyorum”
6 yaşında sosyal olarak insanlarla tanıştığını anlatan Budak, “O günden bu yana hayatımı kolaylaştıracak teknikler geliştirmeye çalışıyorum. Bu sadece fotoğraf değil aslında. Bisiklet sürmek, günlük hayatımı geçirmek gibi. Yıllar önce bir kağıda önüme çıkacak tüm kadrajların resmini benim görebileceğim şekilde çizdim. O kadrajlar karşıma çıktığı zaman vizörden o kareyi görüyorsam deklanşöre basıyorum. Ben yüzde 10 görüyorum ama normal insanın 10 katı kadar dikkatli, özverili ve bilgi sahibi olursam aradaki farkı kapatıp hatta üste çıkma gibi bir durumum oluyor. Bu benim en büyük avantajım oluyor” dedi.
Tecrübenin kendisi için çok önemli bir faktör olduğuna değinen Budak, “Yaşadığım tecrübesizlikler, tecrübe haline geldi. Önsezidense tecrübenin önemli olduğunu düşünüyorum. Tahmin yürüterek fotoğraf çekmek çok zor. Gün geçtikçe daha da iyiye gideceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Engelli olduğumu görünce fiyatı düşürmek isteyenler oluyor”
Budak, müşterilerin ve çevredekilerin oldukça şaşırdığını, zaman zaman ise iş konusunda olumsuz olaylarla karşılaştığını dile getirdi. Budak, “Muhatabım bir müşteriyse çok şaşırıyor. Beklemediğini ifade ediyor, öylesine geldiğini söyleyip sonra çok memnun kaldığını söyleyenler oluyor. Çekim için önceden anlaştığımız bazı insanlar da, engelimi bahane ederek fiyatı düşürmeye çalıştı. ‘Ben seninle çalışmak istemiyorum’ diyor, ‘niye?’ diye sorduğunda ‘Çünkü senin engelin var’ diyorlar. Sadece fiyatı düşürmek değil, bedavaya getirmek isteyenler dahi oldu. Çünkü onlar özgüvenimin diğer insanlardan düşük olduğunu düşünüyor. İnsanlar bunu kullanıyor. Bu üzücü bir şey ama benim için motivasyon kaynağı” diye konuştu.
"Benim çektiğim fotoğrafla aynı”
5 yıldır fotoğrafçılık yapan Abdurahman Karaağaç ise Budak’ın çektiği fotoğrafları görünce çok şaşırdığını ifade ederek, “Engelli olduğunu bilmiyordum. Arkamda şelale manzarasıyla birlikte çok güzel çıkmış. Ben bir fotoğrafçı olarak çok beğendim. Benim çektiğimiz fotoğrafla aynı. Onun yerinde ben olsaydım çok zorlanırdım” dedi.
Dünyaya yüzde 90 görme engelli olarak gelen 27 yaşındaki Enes Samed Budak, ressam olan babasının kendisine 5 yaşında hediye ettiği fotoğraf makinesinin yıllar sonra ekmek teknesi olacağından habersiz bir şekilde fotoğraf çekmeye merak saldı. İlkokul, ortaokul ve lise çağlarında okula makinesiyle giden Budak, babasının da desteğiyle kendisini geliştirip Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü kazandı. Mezun olduktan sonra çalışmaya karar veren Budak, organizasyonlarda çektiği fotoğraflarla insanların ilgisini çekmeye başladı. Çevresindekilerin sık sık ‘nasıl çekebiliyor’ şeklindeki sorularıyla karşılaşan Budak’ın, yüzde 10’luk görme oranıyla çektiği fotoğrafları görenler ise hayretlere düştü. Genellikle portre ve manzara fotoğrafları çeken Budak, geçimini bu işten sağlamaya başladı.
Kendisine hiçbir şeyi engel olarak görmeyen Budak, bisikleti de normal insanlar gibi sürüyor.
“Filmleri güneşe tutup bakmayı seviyordum”
“Yüzde 10 görmek bana yetiyor” diyen Budak, 5 yaşında babasının hediyesiyle başlayan hikayesini, “Babam eski bir ressamdı. Hep bir görselliğin içinde büyüdüm ben. Fotoğrafa daha çok yakındım. Çekilen filmleri güneşe tutup bakmayı seviyordum. Bu ilgime karşılık babam fotoğraf makinesi hediye etmişti. Bu merakım bazı tesadüfler, bazı hırsların sonucu olarak yaklaşık 13 yıldır bana ekmeğimi kazandırıyor diyebilirim” sözleriyle anlattı.
“10 kat dikkat, özveri ve bilgi ile aradaki açığı kapatıyorum”
6 yaşında sosyal olarak insanlarla tanıştığını anlatan Budak, “O günden bu yana hayatımı kolaylaştıracak teknikler geliştirmeye çalışıyorum. Bu sadece fotoğraf değil aslında. Bisiklet sürmek, günlük hayatımı geçirmek gibi. Yıllar önce bir kağıda önüme çıkacak tüm kadrajların resmini benim görebileceğim şekilde çizdim. O kadrajlar karşıma çıktığı zaman vizörden o kareyi görüyorsam deklanşöre basıyorum. Ben yüzde 10 görüyorum ama normal insanın 10 katı kadar dikkatli, özverili ve bilgi sahibi olursam aradaki farkı kapatıp hatta üste çıkma gibi bir durumum oluyor. Bu benim en büyük avantajım oluyor” dedi.
Tecrübenin kendisi için çok önemli bir faktör olduğuna değinen Budak, “Yaşadığım tecrübesizlikler, tecrübe haline geldi. Önsezidense tecrübenin önemli olduğunu düşünüyorum. Tahmin yürüterek fotoğraf çekmek çok zor. Gün geçtikçe daha da iyiye gideceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Engelli olduğumu görünce fiyatı düşürmek isteyenler oluyor”
Budak, müşterilerin ve çevredekilerin oldukça şaşırdığını, zaman zaman ise iş konusunda olumsuz olaylarla karşılaştığını dile getirdi. Budak, “Muhatabım bir müşteriyse çok şaşırıyor. Beklemediğini ifade ediyor, öylesine geldiğini söyleyip sonra çok memnun kaldığını söyleyenler oluyor. Çekim için önceden anlaştığımız bazı insanlar da, engelimi bahane ederek fiyatı düşürmeye çalıştı. ‘Ben seninle çalışmak istemiyorum’ diyor, ‘niye?’ diye sorduğunda ‘Çünkü senin engelin var’ diyorlar. Sadece fiyatı düşürmek değil, bedavaya getirmek isteyenler dahi oldu. Çünkü onlar özgüvenimin diğer insanlardan düşük olduğunu düşünüyor. İnsanlar bunu kullanıyor. Bu üzücü bir şey ama benim için motivasyon kaynağı” diye konuştu.
“Benim çektiğim fotoğrafla aynı”
5 yıldır fotoğrafçılık yapan Abdurahman Karaağaç ise Budak’ın çektiği fotoğrafları görünce çok şaşırdığını ifade ederek, “Engelli olduğunu bilmiyordum. Arkamda şelale manzarasıyla birlikte çok güzel çıkmış. Ben bir fotoğrafçı olarak çok beğendim. Benim çektiğimiz fotoğrafla aynı. Onun yerinde ben olsaydım çok zorlanırdım” dedi.