Dr. Öğretim Üyesi Gülsüm Gönülalan, tansiyon hastalığında tuz tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, tuz tüketiminin kısıtlanmasının, kilo vermenin ve hareketli bir yaşam tarzının tansiyonu kontrol altına alınabileceğini söyledi.
Medicana Konya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gülsüm Gönülalan, tansiyon hastalığı hakkında bilgiler verdi. Kanın kalpten pompalandığını ve kan damarlarına bir basınç uyguladığını aktaran Gülsüm Gönülalan, "Biz bu basıncı tansiyon olarak görürüz. Tansiyon sistolik ve diyastolik olarak ikiye ayrılır. Sitolik bizim büyük tansiyon dediğimiz, diyastolik küçük tansiyon dediğimiz durumu gösterir. Normalde küçük tansiyonumuzun 80'in üzerinde olması, büyük tansiyonumuzun 120'nin üzerinde olması hipertansiyon olarak belirtilir. Genelde tansiyonun sebebi belli değildir. Ama küçük de olsa endokrin hastalıklara bağlı tansiyon sebepleri olabilir. Bundan biz nasıl şüpheleniyoruz? Özellikle 3 ve üzeri tansiyon ilacı kullanan hastalarımız, daha genç yaş grubu yani 20 yaşın altında tansiyonu olan, 50 yaşın üzerinde tansiyonu saptanmış, endokrin bir problem var mı? diye mutlaka araştırılması gereken hastalarımızdır" dedi.
Tansiyon hastalığında tuz tüketimine değinen Gönülalan, "Tansiyonda tuz tüketimi çok önemlidir. Maalesef ülke olarak biz günlük tüketeceğimiz tuzun 3-4 katı daha tuz tüketiyoruz. Ekmeğimiz, salçamız her şey tuzlu. Oturduğumuzda yemeğimize tuz atmasak bile zaten kat ve kat fazlasını tüketiyoruz. O yüzden tuz tüketimine hepimizin çok dikkat etmesi gerekir. Daha hareketli olmamız ve kilomuza mutlaka dikkat etmemiz gerekir. Sadece güzel bir tuz tüketiminin kısıtlanması, verilen kilolar, hareketli bir yaşam tarzı bile bizim tansiyonlarımızı kontrol altına almamızı sağlar. Tansiyon ilacı bile kullanmamıza gerek olmayabilir" diye konuştu.