Tedavi edilmediği takdirde ülkemizde yirmi bin bebeğin sakat kalma ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Ayşe Serap Akgün, "Ultrason taraması ile kalça çıkığı görülme sıklığı yüzde beşlerden binde beşlere indirilmiştir. Buna rağmen aileler tarafından tarama programına götürülmeyen, ihmal edilen ya da atlanan vakalar nedeniyle her yıl yaklaşık 3 bin bebek bu yüzden ameliyat edilmektedir" dedi.
İstanbul Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Serap Akgün, halk arasında kalça çıkığı olarak bilinen kalça displazisi hakkında uyarılarda bulundu. Tedavi edilmediği takdirde ülkemizde yirmi bin bebeğin sakat kalma ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Akgün, "Ultrason taraması ile kalça çıkığı görülme sıklığı yüzde beşlerden binde beşlere indirilmiştir. Buna rağmen aileler tarafından tarama programına götürülmeyen, ihmal edilen ya da atlanan vakalar nedeniyle her yıl yaklaşık 3 bin bebek bu yüzden ameliyat edilmektedir. Bu sebeple ailelerin bu konuda hassas olmaları ve ihmal etmemeleri çok önemlidir" dedi.
Doç. Dr. Akgün, sözlerine şöyle devam etti: "Halk arasında kalça çıkığı olarak bilinen gelişimsel kalça displazisi uyluk kemiği ile kalça eklemi arasındaki ilişkinin bozulmasından kaynaklanır ve bin canlı doğumda yaklaşık 5 ila 15 arasında olduğu öngörülmektedir. Bu da ülkemizde her yıl tedavi edilmediği takdirde sakat kalma ihtimali olan yaklaşık 15-20 bin bebek anlamına gelmektedir. Bu vakaların yüzde 60'ında bilinen bir risk faktörü yok iken, doğumda makat geliş riski arttırmaktadır. Neredeyse her beş makat geliş doğum vakasının birinde bu duruma rastlanmaktadır. Anne suyunun az ya da fazla olması da riski artırırken aile de kalça çıkığı öyküsü olması da önemli bir göstergedir. Kız bebeklerde erkeklere nazaran 4 ile 8 kat daha fazla rastlanmaktadır. Doğum sonrası yanlış kundaklamalarla da kalça çıkığı gelişebilmektedir".
Bebeklerde kalça çıkığı taramasının, evrensel tarama denilen tüm bebeklerin taranması ya da seçici tarama denilen risk faktörü ya da pozitif muayene bulgusu olan bebeklerin araştırılması şeklinde 2 türlü yapılabildiğinin altını çizen Doç. Dr. Akgün, "Ancak seçici tarama ile yani pozitif muayene bulgusu ya da herhangi bir risk faktörü olmayan bebeklerde bile 2 bin bebekte bir olmak üzere atlanan vakalar olabileceğinden asıl olan evrensel taramadır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı'na bağlı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Gelişimsel Kalça Displazisi Tarama Programı mevcuttur" ifadelerini kullandı.
"Kalça ultrasonunu ihmal etmeyin"
Taramada kullanılan ve bebeklerde ilk 6 ayda altın standart olarak kabul edilen görüntüleme yönteminin kalça ultrasonu olduğunu belirten Doç. Dr. Akgün, "Ultrason hem radyasyon riski olmayan, güvenilir, kolay ulaşılabilir bir yöntemdir. Tedavide yol göstererek tanı başarısını ve komplikasyon riskini azaltır. Ülkemizde tüm yeni doğanların aileleri ilk 48 saat içinde sağlık kuruluşundan taburculuk gerçekleşmeden bu konuda bilgilendirilmekte, 3-4 haftalık iken yapılan kontrol takiplerinde risk faktörü ve muayene bulgusu açısından değerlendirilerek kalça ultrasonuna yönlendirilmektedir. Ancak maalesef hala bu yönlendirmelere rağmen sağlık kuruluşlarına başvurmayan, ihmal eden aileler yüzünden erken dönemde basit müdahaleler yetiyorken geç dönemde ciddi cerrahi girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır" açıklamalarında bulundu.