Kış aylarında ısınmak için yakılan sobalar, dikkat edilmezse ölümcül neticelere varan karbonmonoksit zehirlenmelerine sebep oluyor. Düzce Üniversitesi Dr. Öğr. üyesi Hasan Sultanoğlu, "Gebelerde anneden ziyade bebek çok ciddi risk altındadır. Buna fetusun kan hücrelerinin, yetişkin kan hücrelerine kıyasla karbonmonoksiti daha kolay alması sebep olur" dedi.
Karbonmonoksitin renksiz, tatsız, kokusuz, yanıcı zehirli bir gaz olduğuna dikkat çeken Düzce Üniversitesi Dr. Öğr. üyesi Hasan Sultanoğlu, "Odun, kömür, tezek, doğal gaz, tüp gazı, benzin, gaz yağı gibi karbon içeren yakıtların yanması sırasında oluşur. Havadan hafif olan karbonmonoksit, odanın tavanında birikir. Akut ve kronik zehirlenmelere yol açar. Asıl olarak yanma tam olmadığında oluşur" diye konuştu.
"Karbonmonoksitin diğer adı sessiz katildir"
Vücuda solunum yoluyla giren karbonmonoksit gazının doğrudan kana geçerek oksijen alımını engellediğini ifade eden Sultanoğlu, "Karbonmonoksit alyuvara oksijenden 250 kat daha güçlü bağlandığı için zehirlenmelere neden olur. Bu durum ölüme, kalıcı hasarlara ve sakatlıklara sebep olmaktadır" şeklinde konuştu.
"Gebelerde anneden ziyade bebek çok ciddi risk altındadır"
Gebeler, çocuklar, yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar, zehirlendikten sonra bilincini kaybeden ve göğüs ağrısı olan bireylerin risk grubunda olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, "Gebelerde anneden ziyade bebek çok ciddi risk altındadır. Buna fetusun kan hücrelerinin, yetişkin kan hücrelerine kıyasla karbonmonoksiti daha kolay alması neden olur. Böylece doğmamış bebekler, karbonmonoksit zehirlenmesine karşı daha duyarlı hale gelir. Çocukların riskli olma nedeni ise yetişkinlerden daha sık nefes alması ve buna bağlı olarak karbon monoksit zehirlenmelerine karşı daha duyarlı olmalarıdır. Yaşlıların beyin dokusu gençlere göre hassas olduğu için daha fazla etkilenir. Kronik hastalıkları olanlarda ise özellikle solunum problemleri ve kan hastalığı olan kişiler karbonmonoksitten daha fazla etkileniyor" ifadelerini kullandı.
Bu belirtiler hayat kurtarıyor
Karbonmonoksit zehirlenmesinin belirtileri hakkında da bilgiler veren Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, "Aşırı yorgunluk, halsizlik, keyifsizlik, baş ağrısı, grip benzeri semptomlar, bulantı, kusma, baş dönmesi, unutkanlık, düşünme güçlüğü, zihin karışıklığı, dikkat bozukluğu, halüsinasyon, ajitasyon, görme kaybı, emosyonel bozukluk, uyuşma, karıncalanma, uyuşukluk, uyku hali gibi belirtiler gösterebilir."dedi. Dr. Öğr. Üyesi, özellikle uyuyan ve sarhoş kişilerin belirtilerin farkına varamadıkları için daha tehlikeli grupta yer aldığını da sözlerine ekledi
"Müdahale ederken ilk önce kendinizi koruyun"
Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk müdahalenin nasıl olması gerektiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi. Sultanoğlu, "İlk müdahaleyi yapan öncelikle kendini korumalıdır. Mutlaka maske ve koruyucu ekipman ile müdahale edilmeli, pencere ve kapılar açılmalı, gerekirse kırılmalı ve hasta hemen ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Hasta en aşağı düzeye yatırılmalı ve hareket ettirilmemelidir. Güvenli ortam sağlandıktan sonra etkilenen kişinin kalp atımı ve solunumu yoksa temel yaşam desteği dediğimiz müdahalelere başlanmalıdır. Kalp masajı yapılıp solunum desteği verilmelidir. diye konuştu.
Isıtma sistemi, şofben, diğer gaz ve yakma cihazların her yıl yetkili bir teknisyen tarafından kontrol yaptırılmasının önemine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Sultanoğlu, "Taşınabilir alevsiz kimyasal ısıtıcıları iç mekanlarda kullanmayın. Buzdolabınızdan bir koku alıyorsanız, bu karbonmonoksit sızıntısı olabileceği anlamına gelebilir. Bu yüzden servisine haber verin. Her yıl bacalarınızı kontrol ettirin veya temizleyin. Asla havalandırma borusunu bant, sakız veya başka bir şey ile yapıştırmayın" dedi.