Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi sürecindeki karantinalar, evde kalma sürelerinin uzaması, hareketsiz yaşam ve tele-iletişim olarak da bilinen uzaktan çalışmanın yaygınlaşması, bilgisayar, telefon, tablet başında geçen sürelerin uzaması, hareketsiz yaşam ile beraber belirsizlik kaygı ve stresi de arttırdı. Özellikle Stres ve kaygının insan metabolizması üzerinde büyük etkiye sahip olduğunu ifade eden İç Hastalıkları Uzmanı Filiz Çalışkan, "Stresli bir dönemden geçiyoruz. Bir virüs ki en başta sağlığımızı, eğitimimizi, paramızı, ruhsal durumumuzu tehdit ediyor. Ne zaman biteceği de belli değil gibi. Bize düşen de bitene kadar onunla yaşamak, bizden götüreceklerini en aza indirerek. Dengeli beslenerek, düzenli uyuyarak, stresimizi iyi yöneterek, egzersizimizi yaparak ve birbirimize destek olarak" ifadelerini kullandı.
Ara öğün ile sistemin dengesini koruyun
Her zaman dengeli beslenmemiz gerektiğini de hatırlatan Çalışkan, "Covid19 dan korunmak adına bugünlerde sebze meyve ağırlıklı, bol sıvı tükettiğimiz, protein-karbonhidrat dengesini bozmadığımız, basit şekerden uzak durduğumuz bir beslenme tarzı bağışıklık sistemimiz açısından faydalı olacaktır. Kısıtlamaların da hareket kapasitemizin azalmasına neden olduğu bugünlerde lifli gıdalar bağırsak sistemimizin dengesini korumak açısından da faydalı olacaktır Ana öğünleri atlamadan, ara öğün ihtiyacımızı da yoğurt, süt, meyve, kuruyemiş ile doldurmak her zaman önerilerimizden" dedi.
D vitamininin önemine değinen Filiz Çalışkan, "Günde 20 dakika camın arkasından olmamak şartıyla güneşlenmek D vitamini için gerekli olsa da günümüzde hava kirliliği ve kötü beslenme nedeniyle ve özel bazı hastalıklarda D vitamini eksikliğini sık görüyoruz. Yeterince güneş alamayan ülkelerde önleyici olarak D vitamini kullanan toplumların Covid 19 u daha hafif geçirmeleri, Covid-19 da D vitamininin önemini arttırdı. Mümkün olduğu kadar saat 10:00-15:00 arası cildimize direk gün ışığı temasına özen gösterelim, D vitamininden zengin gıdaların tüketmeyi arttıralım. Yumurta, tereyağı, süt ,patates, maydanoz, balık. Kan düzeyinize baktırmaksızın eczaneden konsantre olan D vitamininden alıp günde 5 damla 1 ay süreyle kullanmak bu dönemde uygun olacaktır, tabi yakın zamanda devit tedavisi almadıysanız" diye konuştu.
"Nerde hareket orda bereket"
Hareketli yaşamın sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerine de değinen Filiz Çalışkan, "Spor yapıyorsak devam edelim tabi mümkünse açık havada, yapmıyorsak da güneş ışığında günlük 45 dk yürüyüş hem beden hem de ruh sağlığımıza iyi gelecektir, spor mutluluk hormonunu arttırır. Ayrıca hareketsizliğe bağlı oluşan kabızlık ve gaz problemleriyle de baş etmemizde yardımcı olacaktır" dedi.
Stres ve uyku düzenin de insan sağlığı üzerinde büyük rol oynadığını hatırlatan Çalışkan, "Covid-19 çok yönlü stresimizi arttırdı. "Sağlığım bozulacak, eğitimim aksadı toparlayabilecek miyim, ya sevdiklerime bilmeden bulaştırırsam, para kazanamıyorum." Öncelikle bunun tüm dünyanın sorunu olduğunu unutmayalım, yalnız değiliz. Kötü zamanların biteceğini bilerek sabırla şartlara adapte olmalıyız, stresimizi yönetemiyorsak da uzmanlardan ve yakınlarımızdan destek almalıyız. Özellikle uyku bozukluğu, rutin aktivitelerimizi yerine getirmekte zorlanıyor ve öz bakımımızı azalttıysak, kaygılı, yalnız ve çaresiz hissediyorsak. Günlük yürüyüşler, sağlıklı beslenme ruh sağlığımızı olumlu etkiler. Hep olumsuz gelişmelere konsantre olmak yerine, gündemi sağduyulu şekilde takip ederek, hobilerimize kendimizi iyi hissettiğimiz aktivitelere de vakit ayırmalıyız. Günde en az 6 saat düzenli ve kesintisiz uyumaya özen göstermeliyiz. Bazılarımızın evde çalıştığı bugünlerde uyku düzenimiz yemek alışkanlıklarımız daha esnek olmuş olabilir. yakalandığımız dönemdeki uyku düzenimiz, kilomuz, egzersiz kapasitemiz bağışıklığımızın güçlü mü zayıf mı olacağını belirleyecektir" şeklinde konuştu.