Kronik hastalığı olan kişilerin medikal tedavi sürecini desteklemek, ihtiyacı olan besinleri eksik almamasını sağlamak ve hastanın yaşam kalitesini artırmak için mutlaka bir beslenme ve diyet uzmanı ile çalışılması gerektiğini belirten Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Dyt. Esma Nazlı Bulut, kronik hastaların beslenme yöntemlerine yönelik bilgiler verdi.
Dünya genelindeki toplumların çoğunda en sık görülen, günlük yaşamı ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik hastalıkların başında kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kanser, karaciğer hastalıkları, obezite ve böbrek hastalıkları geliyor.
Kronik hastalığı olan kişilerin yaşam kalitelerini artırmaları için düzenli ilaç kullanımına, kaliteli uykuya ve stresten uzak durmaya dikkat etmeleri gerekiyor. Tüm bunların yanı sıra kronik hastaların beslenme düzeninin planlanması da önem arzediyor. Kronik hastalıklarda beslenme ilkeleri farklılık gösterse de yeterli, dengeli ve sürdürülebilir bir diyet yaklaşımı, yeterli su süketimi, alkol ve sigara gibi alışkanlıklardan uzak durulması, gereken ortak yönler olarak karşımıza çıkıyor.
KALP DAMAR HASTALARI İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ
Kalp damar hastalarının çocukluk çağı itibarıyla sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmesi gerektiğini belirten Bayındır Söğütözü Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Dyt. Esma Nazlı Bulut, "Kalp damar hastalıklarının beslenme tedavisinde toplam yağ miktarı azaltılmalı, yemeklerde hayvansal yağ tüketimi yerine bitkisel yağlar tercih edilmeli. Pişirme yöntemi olarak yağda kızartma yerine ızgara, fırında, haşlama ve sote şeklinde tercih edilmeli. Diyet içeriğinde meyveler, sebzeler, tam tahıl ürünleri, derisiz kanatlı hayvan eti, görünür yağlarından ayrılmış kırmızı et, balık ve az yağlı süt ürünleri tüketilmeli. Posadan zengin besinlerin kolesterolü düşürücü etkisinden kaynaklı haftada iki kez kuru baklagil tüketimi gerçekleştirilmeli" dedi.
KANSER HASTALARINDA TEDAVİYE GÖRE BESLENME PROGRAMI HAZIRLANMALI
Sağlıklı beslenme kansere karşı koruyucu etki yaratırken, kanser tedavisi sırasında da beslenme büyük önem arz ediyor. Kanser tedavilerinde öncelik olarak hastanın beslenme durumu saptanırken hastada görülen semptomlara, yan etkilere, ihtiyaçlarına göre tedavisiyle uyumlu beslenme programı hazırlanıyor. Hazırlanan beslenme programında ilaç etkileşimleri, gıda hijyeni, enerji ve protein gereksinimi göz önünde bulunduruluyor.
Kanser hastalarının aldıkları tedaviye göre beslenme planının farklılık gösterdiğini belirten Dyt. Esma Nazlı Bulut, kanser hastalarının beslenmelerinde dikkat etmesi gerekenleri şu şekilde açıkladı: "Kanser hastalarında sık görülen kaşeksi durumunu önlemek veya iyileştirmek adına beslenmeyi destekleyici enteral solüsyonlar, sağlık profesyonelleri önerisi ile kullanılabilir. Eğer kemoterapi tedavisi alınıyorsa etkileşim gösterebileceğinden dolayı nar, kivi, greyfurt, böğürtlen ve bunları içeren gıda maddeleri tüketilmemeli. Bunun yanında kaliteli bir protein kaynağı olması sebebiyle her gün mutlaka tam pişmiş yumurta tüketilmeli. Gıda kaynaklı enfeksiyonlardan korunmak için açıkta satılan süt ürünleri yerine pastorize süt ürünleri tercih etmeli. Sakatatlar ve şarküteri ürünlerinden uzak durmalı. Et ürünleri ise iyi pişmiş olarak tüketilmeli. Alternatif tıp ürünlerinden ise kesinlikle kaçınılmalıdır."
DİYABET HASTALARININ BESLENMEDE DİKKAT ETMESİ GEREKENLER
Diyabet hastalarında beslenme programının hastanın vücut ağırlığına uygun enerji ve bu enerjinin karbonhidrat, yağ ve protein dengesi gözetilerek yapılması gerektiğini belirterek Dyt. Esma Nazlı Bulut, beslenme konusunda şu bilgileri verdi: "Diyabet hastalarında öğün sayısı ve sıklığı kan şekerinin düzenlenmesi açısından etkilidir. Karbonhidrat alımının kan şekeri üzerine büyük bir etkisi bulunur. Bu sebeple basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Beyaz ekmek tüketimi yerine esmer ekmek grubundan tam buğday, tam tahıl veya çavdar ekmekleri; pirinç pilavı yerine bulgur, karabuğday gibi tahıl ürünleri tercih etmek, glisemik yanıtı düşük olması, emilim ve sindirimi yavaş olmasından kaynaklı kan şekeri üzerine olumlu etkiler yaratacaktır. Protein insülin salınımını baskıladığından günlük kilogram başına 0.8-1 gram protein tüketimi önerilmektedir. Ayrıca antioksidan maddelerin insülin üzerine etkilerinden dolayı E ve C vitamini, çinko içeren besinlerin tüketimi önemlidir."
HİPERTANSİYON HASTALARININ İDEAL KİLOLARINDA OLMASI ÖNEMLİ
Beden kitle indeksleri normalin üzerinde olan hipertansiyon hastalarının, ideal ağırlıklarına inmesinin hastalığın seyrinde faydalı olacağını vurgulayan Dyt. Bulut, "Beslenme tedavisinde doymuş yağ miktarı azaltılmalı, bitkisel yağlar, bitkisel protein kaynakları ve omega 3 tercih edilmeli, işlenmiş etlerden uzak durulmalı, günlük tuz tüketimi sınırlandırılmalı, fazla tuz içeren zeytin, turşu, konserveler, tuzlu peynirler, salam, sosis, sucuk, pastırma, cipsler tüketilmemeli. Kalsiyum içeren süt ve yoğurt kan basıncını düşürücü etkisi sebebiyle diyette yer almalı. Aynı zamanda diyet potasyum açısından yeterli olmalı. Çünkü düşük potasyum sodyum tutulumuna neden olabilir" dedi.
KOAH HASTALARI KARBONHİDRATLI BESİNLERE DİKKAT ETMELİ!
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan bireylerde karbonhidratın fazla alınması karbondioksit oluşumunu artıracağından sınırlı tutulmalı diyen Dyt. Esma Nazlı Bulut, "Proteinin solunum üzerine olan olumlu etkilerinden kaynaklı yeterli alımı sağlanmalı. Bu hastalarda sıklıkla karşılaştığımız malnütrisyon durumunu önlemek için enerji alımını yüksek tutmak fayda sağlayacaktır" dedi.
BÖBREK HASTALARINDA ENERJİ ALIMI KİLOGRAM BAŞINA 30-35 KALORİ ALTINA DÜŞMEMELİ
Böbrek hastalıklarında birçok çeşit olduğunu ve tüm bu hastalıkların kendine özgü spesifik beslenme tedavileri olduğunu açıklayan Dyt. Bulut, böbrek hastalarının beslenmede dikkat etmesi gerekenleri açıkladı: "Ciddi böbrek hasarlarında sodyum, potasyum ve fosfor alımını kısıtlamak gerekebilir. Kronik böbrek hastalarının B6 ve B12 vitaminlerinde azalma görülüyor. Böbrek hastalıklarında hastaların durumuna göre değişmekle birlikte alınması gereken enerji miktarı kilogram başına 30-35 kalorinin altına düşmemeli. Protein alımı ise diyaliz durumuna göre değişkenlik gösterir."
OBEZİTEDE KALICI KİLO KAYIPLARI HEDEFLENMELİDİR
Obezitenin beslenme tedavisinde uygulanan diyetin karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral açısından yeterli olmasının önemli olduğunu belirten Dyt. Esma Nazlı Bulut, "Hızlı kilo kayıpları yerine kalıcı kilo kayıpları hedeflenmeli. Öğünlerde besin çeşitliliğine önem verilmeli, kompleks karbonhidratlar, meyve ve sebze tüketiminin artırılması diyetin posa içeriğini artırarak tokluk hissinin uzun sürmesini sağlıyor. Diyetin enerjisinin çok düşük olması kalıcı bir fayda sağlamıyor. Bu nedenle obezite tedavisinde sağlıklı beslenme sürdürülebilir olmalı ve birey bunu yaşam şekli haline getirmeli. Tedavi sürecinde 6 aylık zaman diliminde %10 ağırlık kaybı sağlanması obezite kaynaklı sağlık sorunlarının önlenmesinde yarar sağlıyor" dedi.