Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yurdaer Kaynak, BPH tedavisinde kullanılan BipoLEP yönteminin prostat büyümesinin kesi olmadan cerrahi uygulama ile tedavi edilebildiğini kaydetti.
Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Yurdaer Kaynak, (İyi Huylu Prostat Büyümesi) BPH tedavisinde kullanılan BipoLEP yöntemi hakkında bilgilendirdi. Kaynak, "Burada gelişebilecek büyümeler, darlıklar, iltihaplanmalar erkek sağlığını çok yakından tehdit etmektedir, BPH'da 15,20 gram olan bu organın büyüyerek, idrar kanalını tıkaması sorunudur" diye konuştu.
Sorunun genellikle 50 yaşından sonra görüldüğünü aktaran Op. Dr. Kaynak, belirtileri şöyle sıraladı: "Hastalar gece idrara kalkar, sık idrara çıkar, idrarı rahatlıkla yapamaz, idrarı tam boşaltamama hissi oluşur. İlerleyen durumlarda böbrek yetmezliğine varan sorunlara yol açabilir" şeklinde konuştu.
BPH nedenine ilişkin konuşan Op. Dr. Kaynak, "Yaş ilerledikçe prostat doğal olarak büyür, ancak bu büyüme her 100 hastanın 15'inde sorun oluşturuyor, bunların da bazıları medikal tedavilerle çözülebilirken bazılarında ise cerrahi devreye giriyor" dedi.
ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Hastaların genel durumunun İyi Huylu Prostat Büyümesi sorununda önemli olduğunu belirten Op. Dr. Yurdaer Kaynak, "Örneğin diyabet, metabolik sendrom durumu, cinsel işlev bozuklukları, böbrek taşları, safra kesesi taşlarının dahi bununla ilgisi var. Aslında önümüzde karma bir tablo var, prostat da bu sendromun bir parçasıdır. Örneğin kişinin kilosu fazlaysa önce kilo vermesini isteriz, obezite de bir risk faktörüdür" diye konuştu.
Bu hastalık için erken tanının hayati olduğunu vurgulayan Op. Dr. Kaynak, şunları söyledi:
"En önemli kısım hastanın zamanında gelmesi çünkü son zamanlarında gelen hastaların mesane fonksiyonlarının düzelmesi yıllar alabiliyor. Doğru zamanda doğru tedavi yöntemi çok önemli, ilk aşamalarda medikal tedaviler önerilir, ancak bunların da kalp, damar beyin fonksiyonları üzerinde ciddi olumsuz etkileri olabiliyor, kullanılan başka ilaçlarla farklı etkileşimleri olabiliyor, bu nedenle cerrahi müdahale gerekebiliyor, ya da kişi sürekli ilaç kullanmak istemeyip kendi cerrahi isteyebiliyor. Ancak kişinin böbrek fonksiyonları bozulduysa, mesanede taş oluşturduysa, tekrarlayan tıkanmalar varsa, kanama varsa, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında cerrahi gerekir."
KESİ VE DELİK OLMAZ
İyi Huylu Prostat Büyümesi tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler içinde yer alan BipoLEP yöntemi hakkında bilgi veren Op. Dr. Kaynak, şunları aktardı:
"BipoLEP endoskopik bir yöntemdir; yani herhangi bir kesi yapmadan, idrar yolu girişinden yapılan cerrahi işlemdir, en yeni yöntemdir kapalı olarak prostatın çıkarılması işlemidir. Prostatın büyüklüğünden bağımsız bir işlemdir ve kullanılan enerji minimaldir, burada idrar kanalına 12 milimetre kalınlığında endoskopik bir aletle girilip, prostatı bütün olarak çıkarırız, bunu mesane boyuna kadar getirip küçük parçalara bölüp dışarı çıkarırız. Su enerjisi kullanıyoruz dolayısıyla dokuda minimal bir hasar oluşur, bir kesi veya delik olmadığı için hastanın iyileşmesi süreci de hızlanır,diğer ameliyatların tekrar etme riski yüzde 15 ile 20 arasında değişirken BipoLEP yönteminde doğru plandaysanız tekrar etme riski yoktur."
YILDA BİR KEZ GÖRÜNMELİ
BipoLEP yönteminin; her yaş grubunda ve her boyuttaki prostatta uygulanabildiğini belirten Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hastalar normal hayatlarına ameliyattan sonraki 3'üncü günde devam edebilirler. Bir kesi ve delik olmadığı için ağrı durumu da çok azdır. Yaşam kalitesinde ciddi yükselmeler görülüyor, cinsel fonksiyonlarında iyileşmeler görülür. Bu yöntemin en güzel taraflarından biri de bu dokuları patolojiye gönderebilmemiz, böylece prostat kanseri var mı diye de inceleme şansımız olur. Prostat kanseri biliyoruz ki erken dönemde hiçbir belirti vermez, geç dönemlerde ağrı ve tıkanmaya neden olur ancak son evrede tedavi olanakları çok azalır ve bu kanserler erkeklerde görülen en sık kanserlerdir. Dolayısıyla hiçbir sorunu olmasa dahi erkekler 50 yaşından sonra yılda 1 kere üroloji uzmanına görünmelidir, ailede kanser öyküsü olan hastaların ise 40 yaşından sonra gelmeleri gerekir."