Veba salgınının Avrupa mutfağı üzerinde oluşturduğu etkinin bir benzerinin, koronavirüs sonrası tüm dünyada yaşanması bekleniyor.
Orta çağda Avrupa nüfusunun üçte birinin hayatını kaybetmesine neden olan veba salgını, Batı mutfağında, sağlıklı ve besin değeri yüksek yiyeceklerin ön plana çıkması sonucunu doğurmuştu. Salgının ölümcül olması, bağışıklık sistemine destek olan çorbaların tüketiminin yaygınlaşmasını sağlamıştı. Avrupa yemek kültüründe bu değişimin üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen pek çok kaliteli restoranda bu çorbalar, hâlâ servis ediliyor. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Eskişehir Aşçılar Derneği (ESASDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kaya, koronavirüs salgınının bir sonucu olarak, benzer durumların yaşanabileceğini söyledi. Hizmet sektöründe de büyük değişikliklerin yaşanmasını beklediğini aktaran Kaya, Türkiye'nin gastronomide epey farklılaşabileceğini kaydetti. Kemal Kaya, genç aşçıların yeni tarifler üzerinde eğitim almaları için projeler geliştirdiklerini de belirtti.
"Bitki kökü ve sapından yapılan çorbalar bağışıklık sistemini güçlendiriyor"
Tüm dünyayı etkileyen salgın hastalıklar, kalıcı değişimlerin yaşanmasına yol açıyor. Konu sağlık olunca, beslenme alışkanlıkları sorgulanıyor ve gözden geçiriliyor. Bu nedenle pandemi döneminden sonra görülmesi muhtemel durumların üzerine tespitler yaptıklarını belirten Kemal Kaya, "Veba salgını çok etkili olunca pek çok çorba icat edildi. Bitki köklerinin, saplarının kaynatılması ve süzülmesi yöntemiyle yapılan çorbalar bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Avrupa coğrafyasında o dönemde bu konunun üzerine gidilmiş. İnsanların tasarrufa yönelmesi ve bitkilere çok önem vermesi yeni yemekler ortaya çıkardı. Bitkilerin kökleri ve saplarının kaynatılarak bunların besin değerlerinden faydalanmak sağlık açısından çok faydalı. Veba salgını yaklaşık 300 yıl önce yaşanmış. O dönemin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu çorbalar şu anda dahi birçok kaliteli restoranda servis ediliyor. Biz aşçılar olarak bu tespitleri yaptık. Koronavirüs pandemisinden sonra da görülmesi muhtemel gelişmeler var. Türkiye, pandemi sonrası gastronomide epey farklılaşabilir. Hizmet sektöründe bazı değişiklikler yaşanacağını çok net bir şekilde öngörebiliyoruz" diyerek durumu anlattı.
"Yeni fikirler bulup değişime ayak uydurmalıyız"
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de suyun, toprağın ve havanın bozulduğunu ifade eden Kaya, gastronomi sektöründe yer alanların, bu sorunların neden olduğu etkileri azaltabilmek için çalışmalar yapması gerektiğini vurguladı. Doğal gıdalar ile yapılacak yeni tarifler düşündüklerini ve genç jenerasyonlara ilham vermeye çalıştıklarını söyleyen ESASDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kaya, sözlerini şöyle noktaladı:
"Ekolojik dengenin bozulması nedeniyle yerli üretimde karşılaşılabilecek sıkıntılar var. Burada aşçılara bir görev düşüyor. Değişime ayak uydurup bu konuların üzerinde durmamız gerekiyor. Genç aşçılarımız, bu meselelere eğilmeli ve eğitilmeli. Yeni fikirler bulunmalı, insan sağlığına olumlu anlamda etki edebilecek tarifler geliştirilmeli. Profesyonel aşçılar olarak dernekler vasıtasıyla, çalışan şefler ve aşçılar için projeler geliştirerek çalışmalar yapıyoruz. Genç jenerasyona bu konuda bir yol göstermek, hedef çizmek istiyoruz. Eskişehir Aşçılar Derneği olarak uygulama mutfaklarımız var. Bu konuları oralarda değerlendiriyoruz ve denemeler yapıyoruz. Doğal gıdalar ile yapılacak yeni tarifler hakkında projeler de gelecek, çalışmalarımız sürüyor."