Covid-19'a karşı ilaç geliştirme çalışmaları kapsamında Türk bilim insanları Sars-CoV-2'yi durduran bileşik buldu. Bileşiğin virüsün çoğalma mekanizmasını bozduğu ve vücudun bağışıklık hücreleri tarafından virüsün fark edilebilmesini kolaylaştırdığı açıklandı.
Korona virüsün ilk çıktığı tarihten itibaren virüsü etkisiz kılacak çalışmalar yürüten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömür Baysal, korona virüse karşı ilaç adayı bileşeni bulduklarını açıkladı.
İlaç adayı
Baysal, İstanbul Üniversitesinden Dr. Ragıp Soner Silme, Hacettepe Üniversitesinden Doç. Dr. Çağatay Karaaslan ve Moskova RUDN Üniversitesinden Prof. Dr. Alexander N. Ignatov'un da yer aldığı bu çalışmanın sonuçlarının bir an önce klinik çalışmalarla teyit edilmesi gerektiğini bu bakımdan şu anda ilaç adayı statüsünde olduğu vurgulandı.
Virüsün çoğalma mekanizmasını bozuyor
Prof. Dr. Ömür Baysal, yaptığı araştırmalar sonucu binlerce molekül içerisinden SARS-CoV-2'yi durduran bir bileşik bulduklarını ve bu molekülün adının "N-Acetyl-D-Glucosamine" olduğunu açıkladı. FDA onaylı bu bileşiğin, virüsün çoğalma mekanizmasını bozduğunu ve vücudun bağışıklık hücreleri tarafından virüsün fark edilebilmesini kolaylaştırdığını açıkladı.
Suni zeka yöntemiyle araştırma yapıldı
Prof. Dr. Baysal, çalışmalarında öncelikli olarak virüsün genomunu kapsamlı bir şekilde incelediklerini ve özellikle virüsün diken protein adı verilen ve bulaşmasında önemli bir rol oynayan bölge üzerine yoğunlaşmaya karar verdiklerini belirtti. Bu bölgeyi hedef alan en etkili bileşiği biyoinformatik, genomik araştırma ve suni zeka yöntemlerini kullanarak araştırdıklarını ve en sonunda tespit ettikleri bu bileşiğin virüsün diken protein bölgesine bağlanarak etkisiz hale gelebileceğini ve bağışıklık sistemine virüsü bulma konusunda yardımcı olduğunu tespit ettiklerini söyledi.
Çalışmalar uluslararası bilimsel hakemli dergide yayımlandı
Çalışma sonuçlarını tüm dünyadan bilim insanlarının incelemesi için 2020 Mayıs ayında Preprint olarak yayınladıklarını, dünyanın pek çok yerinden olumlu yanıtlar aldıklarını belirten Baysal, "Çalışmalarımızın sonuçlarını şimdi de tam metin olarak uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yayınladık. Talep etseydik yayınlamadan evvel patent başvurusunda bulunabilirdik, ancak bu ilaç adayının tüm insanlığın kullanımına açık olması gerektiğine proje ortaklarımla beraber karar verdik" dedi.
FDA onaylı ve basit bir bileşik
Yapısal olarak basit bir bileşik olması, özellikle üretim maliyetlerinin düşük olması ve FDA onaylı bir bileşik olması itibariyle bu ilaç adayının diğer pek çok bileşikten daha etkin olduğunu düşündüklerini belirten Baysal, henüz yayınlamadıkları bazı sonuçların kendilerini desteklediğini, bu ilaç adayı bileşiğin üretimi ve klinik çalışmaları konusunda her türlü işbirliğine açık olduklarını belirtti.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömür Baysal, "Biz çalışmalarımıza Korona virüsün ilk pandemik olarak sorun yapmaya başladığı dönem başladık. Akabinde bu çalışmalar ile ilgili şu anda veri tabanlarında olan genomik sekans verilerinin tamamı üzerinde genomik analizler yaparak, daha sonra bunların biyoinformatik temelli bir takım teknikler ve teknoloji kullanarak çalışmalarımız devam etti. Arkasından bunların üzerinde yaptığımız çalışmalar neticesinde protein sekans verileri ile de çalışmalarımızı devam ettirdik. Şu anda bu Korona virüsün önemli olan proteinlerinin üzerine etkileşim yapabilen, tutunabilin bir bileşiğin suni zeka yöntemi ile veri tabanlarını tarayarak tespit ettik. Bu bileşiğin "N-Acetyl-D-Glucosamine" adlı bir bileşik. Bu bileşiğin ileri zaman içeresinde klinik deneylerinin yapılması, tıbbi alanda çalışan araştırmacı arkadaşlarımızla işbirliği içerisinde devam edecek. Bu "N-Acetyl-D-Glucosamine" tespit ettiğimiz dönem içerisinde akabinde çalışmalar hala devam ediyor. Yine aynı similasyonlarımızı antikor ile olan etkileşimleri boyutunda da araştırmalarımızı devam ettirmekteyiz. Mayıs ayında ilk datamızı uluslararası olarak açtık. Her türlü bilimsel ortamda değerlendirilmesi, eleştirileri değerlendirmek üzere. Devamında uluslararası bilimsel hakemli dergide bir iki gün önce basımı yapıldı. Uluslararası herkesin takdirine sunulmuş durumda. Bundan sonraki süreçte artık bu molekül FDA onaylı bir molekül olduğu için yani şu ana kadar denenen birtakım moleküllere kıyasla insan üzerinde bundan sonra yapılacak olan çalışmalarla daha hızlı yol alınabileceği kanaatindeyiz. Çünkü FDA onaylı bir bileşiğin insan vücudundaki olumlu ve ya olumsuz etkileri net olarak ortaya konulduğu için bundan sonrası çalışmaları klinik temelli diğer araştırmacılar ile devam ettirmek amacındayız. Bun konuda her türlü işbirliğine hazırım. Bu çalışmaları tek başıma yapmadım. Bu konuda işbirliği yapan gönül veren İstanbul Üniversitesinden Dr. Ragıp Soner Silme, Hacettepe Üniversitesinden Doç. Dr. Çağatay Karaaslan ve Moskova RUDN Üniversitesinden Prof. Dr. Alexander N. Ignatov da benimle birlikte bu çalışmaya gönül verdi. Bu bir ortak çalışmanın ürünü. Bu çalışmanın hem memleketimize,. Hem de dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi.