Akkuyu Ngs Yakınında Diri Fay Hattı Bulunmuyor
Mersin'in Gülnar ilçesinde yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin 100 kilometrelik yarıçapında diri bir fay hattı bulunmadığı, buna rağmen...
Mersin'in Gülnar ilçesinde yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin 100 kilometrelik yarıçapında diri bir fay hattı bulunmadığı, buna rağmen santralin 9 büyüklüğündeki deprem dahil olmak üzere her türlü dış etkilere dayanabilecek şekilde tasarlandığı bildirildi.
Akkuyu Nükleer A.Ş.'den yapılan açıklamada, 23 Ocak tarihinde bazı basın yayın organlarında Akkuyu NGS projesiyle ilgili yanlış ve yanıltıcı bilgiler içeren bir rapora dayandırılarak bazı haberlere yer verildiği belirtildi. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla Akkuyu NGS projesi ile ilgili doğru bilgilerin paylaşılması gereğinin ortaya çıktığı ifade edilen açıklamada, Akkuyu projesinin soğutma suyu sistemi ile ilgili konuların 2014 yılında onaylanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun ilgili bölümünde ayrıntılı olarak ele alındığı kaydedildi. Yapılan termal modelleme çalışmaları sonuçlarına göre de deniz suyu sıcaklığının deşarj nedeniyle sadece 0,5C artmasının beklendiği ifade edilen açıklamada, bu sıcaklık artışının "Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği" hükümlerine uygun olduğu vurgulandı.
9 büyüklüğündeki depreme dayanıklı tasarlandı
Türkiye'nin ayrıntılı diri fay hattı çalışmasının ise 1935 yılında kurulan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünce (MTA) yapıldığı kaydedilen açıklamada, "Bu çalışmaya göre Türkiye'de bulunan tüm sismik fay hatları bilinmektedir. Bu çerçevede Akkuyu sahasının etrafında 100 kilometrelik yarıçaplı alanda herhangi bir diri fay hattı bulunmamaktadır. Ecemiş fay hattı ise ölü fay hattı olup, Akkuyu sahasına 160 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Sismik olayların meydana gelmesi olasılığının çok düşük olmasına rağmen nükleer güç santrali 9 büyüklüğündeki deprem dahil olmak üzere her türlü dış etkilere dayanabilecek şekilde tasarlanmıştır" denildi.
Akkuyu projesinin ÇED süreci kapsamında Akdeniz foklarına ilişkin bir araştırmanın konunun uzmanları tarafından gerçekleştirildiği ve bu çalışmanın ÇED raporu ile birlikte ilgili kurumlara sunulduğu da hatırlatılarak, şu bilgilere yer verildi:
"Bu çalışmanın sonuçlarına göre projenin Akdeniz foklarının yaşama ve üreme alanlarında herhangi bir olumsuz etkisi olmayacaktır. Projenin inşaat faaliyetleri süresince deniz ekolojisi izleme çalışmaları gerçekleştirilecektir. Ayrıca caretta caretta deniz kaplumbağaları yumurtalarını Göksu Deltası'na bırakmaktadır. Göksu Deltası proje sahasına 36 kilometre uzaklıkta bulunmakta olup, projenin etki alanı dışındadır. Bu nedenle Akkuyu projesinin caretta caretta kaplumbağaları üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olması beklenmemektedir. Santralin işletme aşamasında ise yine biyolojik izleme sistemi çerçevesinde izleme faaliyetleri devam edecektir."
15 yıl süreyle 12.35 sentten satılacak
Akkuyu projesi kapsamında üretilecek elektriğin yüzde 50'sinin 12,35 sent/kWh ortalama fiyatından ünitelerin ticari işletmeye alınmasından sonra 15 yıl süreyle Elektrik Üretim A.Ş.'ye satılacağı vurgulanan açıklamada, "Anlaşma şartları uyarınca ortalama fiyat, piyasa fiyatının belirtilen fiyattan yüksek olması durumunda artırılmayacaktır. Ayrıca, elektrik satın alma anlaşmasının bitiminden sonra proje şirketinin karının yüzde 20'si Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi'ne aktarılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasında 2010 yılında imzalanan hükümetler arası anlaşmaya göre, Akkuyu projesi, yap-işlet-sahip ol (BOO) modeline göre inşa edilmektedir. Buna göre inşa edilmekte olan santralin tüm yatırım maliyeti hisselerine halihazırda Rusya Federasyonu kuruluşlarının sahip olduğu Akkuyu Anonim Şirketi tarafından karşılanmaktadır. Anlaşmaya göre şirketin hisselerinin yüzde 49'una kadar olan bölümü Türkiye Cumhuriyeti'nin onayına tâbi olarak yerli ve yabancı yatırımcılara devredilebilecektir. Anlaşmaya göre projenin inşası için Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uygun olarak 2011 yılında Ankara'da kurulan Akkuyu Anonim Şirketi'ne tahsis edilen arazinin mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti'ne aittir" denildi.
Akkuyu NGS sayesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Akkuyu ile elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karbondioksit emisyonu yapmadan, iklim koşullarına bağlı olmadan, istikrarlı, güvenilir şekilde çalışan, enerji üretimi için en verimli enerji kaynağı olan nükleer enerji ile karşılayacağı belirtilen açıklamada, Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) verilerine göre dünyadaki nükleer santrallerin her yıl yaklaşık 400 bin araçtan salınan emisyona eşdeğer olan iki milyar ton karbondioksit emisyonundan kaçınılmasını sağladığı kaydedildi. Açıklamada ayrıca Rus tasarımı olan VVER reaktörlerin atmosfere yaklaşık 15 gigaton (milyar ton) karbondioksit salınımını engellediği belirtilerek, "Bu, 60 yıllık çalışma süresi boyunca her biri 1 GW kapasiteye sahip kömürle çalışan 40 elektrik santralinin hacmine eşittir. Akkuyu NGS'nin toplam 4,8 GW kapasiteye sahip dört güç ünitesinin tamamının işletmeye alınmasının ardından, her yıl 43 milyon tonun üzerinde karbondioksit salınımı önlenecektir. Bu, Türkiye'de nükleer enerjinin çevre koruma alanına sağlayacağı önemli bir katkıdır. Şu anda Rusya'da, Akkuyu NGS'de kullanılacak olan VVER-1200 tipi reaktörlere sahip 4 güç ünitesi faaliyettedir. Buna ek olarak, 2020'nin Kasım ayının başında Belarus NGS'nin 1'inci ünitesi de deneme aşaması kapsamında maksimum güç seviyesine getirilmiştir. Rosatom, yurtdışı projeleri çerçevesinde Rusya'da faaliyet gösteren ünitelerde güvenilirliğini ve verimliliğini kanıtlamış teknolojiler sunmaktadır" ifadelerine yer verildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.