Sigara Kovid-19 riskini yüzde 45, ölüm riskini 14 kat artırıyor
Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Bilen Hızel:-"Yapılan çalışmalarla Kovid-19 enfeksiyon riskinin yüzde 45, hastane yatış oranlarının yüzde 60 daha yüksek olduğu, hastaneye yatış ve yoğun bakıma alınma durumunda ölüm riskinin 14 kat daha fazla olduğu biliniyor"
İSTANBUL(AA) - Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Bilen Hızel, "Kovid-19 enfeksiyon riskinin yüzde 45, hastane yatış oranlarının yüzde 60 daha yüksek olduğu, hastaneye yatış ve yoğun bakıma alınma durumunda ölüm riskinin 14 kat daha fazla olduğu yayınlanan çalışmalarla biliniyor." ifadelerini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Hızel, sigarayı bırakmanın özellikle gençlerde büyük önem taşıdığını kaydetti.
Hızel, erişkinlerde sigara kullanımının ergenlik dönemi ile yakından ilişkili olduğunu vurgulayarak, "Araştırmalar, sigara kullanan erişkinlerin yüzde 90’ının ilk sigaralarını 18 yaşından önce içtiğini gösteriyor. Nikotinin bağımlılık yapma potansiyeli çok yüksek. Kişiler bir süre sonra artık sigarayı zevk almaktan çok huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, ani sigara içme isteği gibi nikotin yoksunluk belirtilerini yaşamamak için tüketmeye başlıyor. Nikotin bağımlılığı, sigara kullanımının sürdürülmesinde en önemli etken oluyor. Başlamak kolay bırakmak zor hale geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sigarayı bırakma döneminde hissedilen yoksunluk belirtilerinin tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Hızel, "Bu dönemde, fizyolojik olarak bağımlı kişilerde nikotin yoksunluk belirtileri, yeniden sigaraya başlamalarında önemli bir rol oynuyor. Sigara içenlerin yüzde 70’i sigarayı bırakmak istiyor, yaklaşık yüzde 30 ile 40’ı da kendi başına bırakmayı deniyor. Ancak bunların yalnızca yüzde 5’inden daha azı uzun süre sigara içmemeyi başarabiliyor. Bir bağımlılık olan sigara içiminden kurtulmak için bireysel çabalar kesinlikle çok değerli. Ancak bir hastalık olarak kabul edilen bu davranıştan kurtulabilmek için sağlık çalışanlarından destek almak gerektiğini de unutmamak gerekiyor." açıklamasında bulundu.
Tütün ve tütün ürünleri kullanımının Kovid-19 pandemisi üzerindeki etkilerinin netleştiğini belirten Hızel, şunları kaydetti:
"Tütün, tütün ürünleri, nargile ve pasif içiciliğin Kovid-19’a yakalanma oranını artırdığı artık biliniyor. Tütün kullanımı, tüm solunum yolu bariyerlerini bozduğu, dokunun normal yapısını değiştirdiği ve bağışıklığı zayıflattığı için enfeksiyonlara yatkınlığı artırıyor. Sigara AC2 adını verdiğimiz alıcı sayısını çoğaltıyor ve Kovid-19 virüsü de bu alıcı yapıları kullanarak daha kolay yayılabiliyor. Ayrıca sigara içmeye genetik olarak yatkınlığı bulunan kişilerde, Kovid-19 enfeksiyon riskinin yüzde 45, hastane yatış oranlarının yüzde 60 daha yüksek olduğu, hastaneye yatış ve yoğun bakıma alınma durumunda ölüm riskinin 14 kat daha fazla olduğu yayınlanan çalışmalarla biliniyor. Bu durumda çözüm sigarayı ve tüm tütün ürünlerini azaltmak değil bırakmak, çünkü tütün ve tütün ürünleri için güvenli bir düzey bulunmuyor.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.