ANKARA(AA) - CSO Ada Ankara Yerleşkesi'nde açılan sergi alanında, orkestranın çok sesli müzik kültürünün tarihi süreci çeşitli arşiv vesikaları ve dönem fotoğraflarıyla aktarılıyor.

Sergi alanını ziyaret edenler, müzisyenler tarafından kullanılan 19'uncu yüzyılın ilk çeyreğine ait borazan, 1838 yılına ait zil ile farklı yıllardan çeşitli materyalleri ve orkestranın kullandığı klavsen, arp gibi enstrümanlarla tarihte yolculuğa çıkıyor.

Ayrıca, sergi alanında ziyaretçilere CSO'nun icra ettiği bazı eserleri dinleme imkanı sunuluyor. Bunun için ziyaretçiler zemine yerleştirilen plak desenlerinin üzerine geldiğinde kayıt çalmaya başlıyor. Böylece, müzikseverler Beethoven'in 6. Senfonisi, Çaykovski'nin Piyano Konçertosu gibi kayıtları sergi alanını dolaşırken dinleme imkanı buluyor.

"CSO Türkiye'nin parlayan yıldızıdır"

Sergi alanına ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan CSO Ada Ankara Sanat Galerisi ve Müze Sorumlusu Ercan Yalçın, gün içerisinde sergi alanının ziyarete açık olduğunu, isteyenlerin konser saatleri dışında da alanı gezebileceğini söyledi.

Orkestranın Türkiye'deki rolünün yanında uluslararası alanda da öne çıkan ve dünyaca ünlü müzisyenleri, şefleri konuk olarak ağırlayan bir sanat kurumu olduğunu kaydeden Yalçın, "CSO, 1917 yılından itibaren üç kıtada 36 ülkede ve 100'ü aşkın şehirde konser vermiş, turneye çıkmış kolektif bir sanat kurumu olarak adeta Türkiye'nin parlayan yıldızıdır." ifadesini kullandı.

CSO'nun İstiklal Marşı'nın ilk kaydını çalan orkestra olduğunu anımsatan Yalçın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hediye edilen İstiklal Marşı'nın 1933 yılına ait ilk taş plak kaydının da CSO1826'da sergilendiğini anlattı.

Sergi alanında CSO'da görev yapmış müzisyenlerin kullandığı enstrümanların yer almasının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Yalçın, "Yeni bir arşiv vesikası, yeni bir belge, yeni bir fotoğraf ortaya çıktığında, onlar da buradaki teşhir alanına ekleniyor." dedi.

Yalçın, sergi alanında yakın zamanda besteci, müzik eğitimcisi ve etnomüzikolog Ahmet Adnan Saygun'un vefatının 30'uncu yılı dolayısıyla özel anlatımların gerçekleştirileceğini, ilerleyen dönemlerde de farklı konseptlerle bu alanın işlevini sürdüreceğini dile getirdi.