“Akciğer tansiyonu olan kişiler, Covid-19’a yakalandıklarında zorlu bir sürece girebilir”
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, “Akciğer tansiyonu olan kişiler, Covid-19’a yakalandıklarında zorlu bir sürece girebilir. Onun için virüse yakalanmamak adına çok dikkatli davranmaları gerekiyor” dedi.
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, “Akciğer tansiyonu olan kişiler, Covid-19’a yakalandıklarında zorlu bir sürece girebilir. Onun için virüse yakalanmamak adına çok dikkatli davranmaları gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Tankut Akay, birçok kişinin bilmediği, kimi zaman doktorları bile yanıltarak yanlış teşhise neden olan Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon’u (KTEPH) anlattı. Prof. Dr. Tankut Akay, “Hayatımızda artık o bildik tansiyonun dışında bir başka tansiyon daha var; akciğer tansiyonu. Özellikle astım, bronşit veya kaygı bozukluğu anksiyete hastalığı olanlar dikkat, ya yanlış teşhis konmuşsa. Belki de astım hastası değilsiniz, bronşitiniz bile yok, olan sadece akciğer tansiyonudur” diye konuştu.
“Akciğer tansiyonunun halk arasındaki bilindik tansiyonla ilgisi yok”
İnsanların çoğunun akciğer tansiyonunu ilk kez duyduğunu belirten Prof. Dr. Akay, “Akciğer tansiyonunun halk arasındaki bilindik tansiyonla ilgisi yok. Tamamen bağımsız bir tansiyon. Oksijenlenmek için kalbin sağ tarafından akciğerlere pompalanan kanın akciğer atardamarında oluşturduğu tansiyona ‘akciğer tansiyonu’ diyoruz. Akciğerdeki tansiyon da yüksek olabiliyor, adı da ‘pulmoner hipertansiyon’. Hipertansiyon kelimesi yüzünden kimsenin aklına akciğer tansiyonu gelmiyor, klasik tansiyon düşünülüyor” şeklinde konuştu.
“Akciğer damarına pıhtı atan her 25 kişiden birinde akciğer tansiyonu görülüyor”
Akciğer tansiyonunun akciğerine pıhtı atanlarda görüldüğünü ve dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu vurgulayan Akay, “Sayısal verilere göre akciğer damarına pıhtı atan her 25 kişiden birinde KTEPH olarak bilinen akciğer tansiyonu görülüyor. Ne yazık ki, tanı sağlıklı konamadığı için akciğer tansiyonu olan hastalar tedavi göremiyor. Ancak yaklaşık 200 kişi tedavi edilebiliyor. Oysa, Türkiye’de günlük hasta sayısı bunun 4 katı. Ama o kişiler, gerekli tanı konamadığı için tedavi olamıyor. Akciğer yüksek tansiyonuna, akciğer atardamarlarına atmış olan pıhtılar neden oluyor. Attıktan sonra tedavi edilmeyen, iyileşmeyen pıhtı, orada kalıcı damar hasarı bırakarak akciğer tansiyonunu yükseltiyor” ifadelerini kullandı.
“Akciğerde tansiyon yükselmesi kalbin sağ tarafını gereğinden fazla çalışarak yorulmasına neden olur”
Akciğer tansiyonunun yükselmesinin kalbi yıprattığını belirten Akay, “Akciğerde tansiyon yükselmesi kalbin sağ tarafını gereğinden fazla çalışarak yorulmasına neden olur. Sonrasında sağ kalp yetmezliğine bağlı ölüm ortaya çıkabilir. KTEPH hastalarında ortaya çıkan hastalığın asıl sebebi, atan pıhtının damar yapısını yeniden sağlıksız şekillendirmesi. Normal tansiyonu basit bir şekilde ölçmek mümkün, akciğer yüksek tansiyonu ise özel yöntemlerle ölçülüyor. Bunlar, ekokardiyografi ve anjiyografi laboratuvarında invazif, cerrahi bir işlemle ‘sağ kalp kateterizasyonu’ yapılabilir. Böylece, kalp boşluğunda basınç ölçümleri yapılarak, hastalığın ciddiyeti ve tedaviye uygunluğu değerlendirilir. Belirtileri arasında egzersiz yaparken oluşan nefes darlığı, çarpıntı hissi, yorgunluk, bayılma hissi ve nadiren de olsa tükürükten kan gelimi” diye konuştu.
“Akciğer tansiyonu olan kişiler, Covid-19’a yakalandıklarında zorlu bir sürece girebilir”
Akciğer tansiyonu olan kişilerin Covid-19 sürecinde ekstra dikkat etmeleri gerektiğini aktaran Akay, “Akciğer tansiyonu olan kişiler, Covid-19’a yakalandıklarında zorlu bir sürece girebilir. Onun için virüse yakalanmamak adına çok dikkatli davranmaları gerekiyor. Bu sebeple hastaların kullandıkları ilaçların raporları uzatılıyor, telefon vizitleri sıklık kazanıyor. Mümkün olduğu kadar evde kalmaları hedefleniyor. Covid-19’un artan kan pıhtılaşması riskiyle bağlantılı olduğu bilinmekte. O nedenle özellikle diyabet, obezite ve yüksek kan basıncı problemi yaşayan hastalarda kalp, damar sorunları yaşanmakta. Kendisinde şüphe duyanların, belirtileri yaşayanlar mutlaka konunun uzmanı kalp ve damar cerrahları tarafından kontrol edilmeli. Hastalık genç grubundan ileri yaşlara kadar birçok yaş grubunda görülmekte. 60‘lı yaşlarda sıkça yaşansa da, nadir olarak çocukluk çağında da görülebilir” dedi.Kaynak: İHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.