DEÜ’de hastane mikrobunu tespit eden biyo-sensör geliştirildi

DEÜ’de hastane mikrobunu tespit eden biyo-sensör geliştirildi

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) bünyesinde bulunan DEPARK ve Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfının desteğini alarak çalışmalarını sürdüren AGON ekibi, halk arasında hastane mikrobu olarak bilinen Staphylococcus Aureus bakterisini tespit eden biyo-sensör geliştirdi. Üç üniversite öğrencisi tarafından kurulan AGON ekibi, bu sensör ile tedavisi zorlu ve masraflı olan bakterinin neden olduğu can kayıplarını önlemeyi hedefliyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) bünyesinde bulunan DEPARK ve Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfının desteğini alarak çalışmalarını sürdüren AGON ekibi, halk arasında hastane mikrobu olarak bilinen Staphylococcus Aureus bakterisini tespit eden biyo-sensör geliştirdi. Üç üniversite öğrencisi tarafından kurulan AGON ekibi, bu sensör ile tedavisi zorlu ve masraflı olan bakterinin neden olduğu can kayıplarını önlemeyi hedefliyor.

Hastaların hayatını tehdit eden ve hastanelere de ekonomik yük getiren, halk arasında ise hastane mikrobu olarak bilinen ‘Staphylococcus Aureus’ isimli bakterinin yol açtığı soruna çözüm, üniversite öğrencilerinden oluşan AGON ekibinden geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği 4. sınıf öğrencileri Aleyna Yıldız ve Eyüp Kubilay Kozan ile Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Betül Eskiocak’ın kurduğu AGON ekibi, Staphylococcus Aureus bakterisinin yapay besi ortamında varlığını tespit eden, biyo-sensör geliştirmeyi başardı.

DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın desteğinin yanı sıra Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Geliştirme A.Ş. (DEPARK) ve Dokuz Eylül Üniversitesi Vakf’ndan hibe desteği alan ekip, kısa zamanda biyo-sensör prototipini üretmeyi hedefliyor.

AGON hakkında bilgi veren AGON Üyesi Aleyna Yıldız, “AGON kelimesi Latince ‘rekabet’ anlamına geliyor. Ekibimizin isimi, Staphylococcus Aureus bakterisi ile mücadelemizi ve zamanla yarışımızı temsil ediyor. Bu iş fikri, aslında ekip arkadaşımız da olan Betül Eskiocak ile yaptığımız bir istişare üzerine ortaya çıktı. Projemizin literatür taraması ise bir hayli zamanımızı aldı. 2017 yılından itibaren projenin geliştirilmesi ve fizibilitesi için de yoğun mesai harcadık. BAMBU programına başvurmamızla birlikte, iş fikrimizi bir platformda ilk kez sunma fırsatını da bulduk” dedi

Geliştirdikleri sistem hakkında bilgi veren Yıldız, “Sistemimiz, bakteriyi elimine etmez, bakterinin varlığını kendi yazılım programını kullanarak faz analizi görüntüleme yöntemi ile tespit eder. Bu nedenle insan faktörünü ve bu faktörden oluşabilecek hata oranlarını azaltmaya neden olur. 01 Aralık 2020 tarihli patent ön araştırma raporunu doğrultusunda referans dokümanlara yönelik bahsedilen patent başvurularıyla ürünümüzün farklı teknik özelliklere sahip olduğu görüldü. Yenilik, bulus¸ basamagˆı ve sanayiye uygunluk unsurlarını sagˆlayacagˆı görülen ‘Hastane yogˆun bakım ünitelerinde gram pozitif Staphylococcus Aureus bakterisinin algılanmasını sagˆlayan biyosensör’ bas¸lıklı bulus¸umuzun 23.03.2020 tarihinde çıkan komisyon kararı doğrultusunda Dokuz Eylül Üniversitesi hak sahipliğinde ulusal patent başvurusunun yapılması uygun görüldü” diye konuştu.

Rektör Hotar’dan destek

Dokuz Eylül Üniversitesinin projenin geliştirilmesi sürecindeki desteğinden duydukları mutluluğu dile getiren Yıldız, "Yakın zamanda çalışmamız için hem Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın desteğini aldık hem de DEPARK ve Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfı’ndan prototip inşasının gerçekleştirilmesi için hibe almaya hak kazandık. Değerli hocamıza ve ilgili kurumların temsilcilerine, bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyoruz. Kısa zamanda prototip çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz” dedi.

Biyo-sensör uygulamayı başarıyla hayata geçirdikten sonra bu bakterinin neden olduğu can kayıplarının ve maddi kayıpların önüne geçmeyi arzuladıklarını kaydeden Yıldız, “Şirketleşmeye yönelik adımlar tamamlandıktan sonra, diğer biyoteknoloji tabanlı projelerimizi de gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu şekilde AR-GE tabanlı, öz kaynaklarını verimli bir şekilde kullanan ve uluslararası mecrada üretim yapabilen bir marka haline gelmeyi hedeflemekteyiz” dedi.

Patent başvurusu yapıldı

Projeleri için haziran 2020’de Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuruda bulunduklarını belirten Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı zamanda ABD kökenli Boundless Medical Ventures şirketiyle de görüşmelerimiz devam ediyoruz. Kasım ayında ise okulumuz yürütücülüğünde gerçekleştirilen BİGG Sinerji (TÜBİTAK 1512) programına da katıldık. DEPARK başta olmak üzere; İzmir Bilimpark, Marmara Teknokent ve Acıbadem Kuluçka ile de iş birliklerimiz bulunuyor."

"Gurur duyuyoruz"

AGON ekibi ve projeleriyle gurur duyduklarını ifade eden DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise “İnsan hayatını korumayı ve sağlık alanında önemli bir ihtiyacı karşılamayı hedefleyen girişimlere üniversite olarak her zaman önem veriyoruz. Üniversite öğrencilerinden oluşan AGON ekibinin, Staphylococcus Aureus isimli bakterinin ortaya çıkardığı olumsuzlukları engellemeye yönelik çabasını da bu bağlamda takdir ediyoruz. Gençlerimizin bu tür bilimsel içerikli çalışmaları, gelecekte de hem ülkemizin hem de insanlığın selameti adına son derece kayda değer sonuçlar verecektir. İki üyesi mensubumuz olan ekibin daha başarılı çalışmalara imza atacağına inanıyor; onları yürekten kutluyoruz" diye konuştu.

Kaynak: İHA

HABERE YORUM KAT

UYARI: Sizlerin seslerinizi duyurabilmek için yorum yapmayı ihmal etmeyin. Dikkat çeken yorumları sizlerin sesinizi duyurmak için haberleştiriyoruz. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.