Samsun’da Pandemi Döneminde 1800’ü Aşkın Kişiye Psikolojik Destek

Samsun’da Pandemi Döneminde 1800’ü Aşkın Kişiye Psikolojik Destek

Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kurulan psiko-sosyal destek telefon hattı ile korona virüs döneminde evlerde kalan vatandaşlara psikolojik destek...

Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kurulan psiko-sosyal destek telefon hattı ile korona virüs döneminde evlerde kalan vatandaşlara psikolojik destek verilmeye devam ediyor. Mart ayından günümüze kadar 1800'e aşkın kişi bu hizmeti arayarak yararlandı.

Hafta içi tüm günlerde saat 08.00 ile 17.00 arasında hizmet veren Samsun İl Sağlık Müdürlüğü psiko-sosyal destek hatları vatandaşların kendilerini psikolojik olarak kötü hissettiği anlarda yanlarında oluyor. Kovid-19 pandemisi dolayısıyla evlerde vakit geçiren insanlara psikolojik destek veren ekipler en çok korona dolayısıyla kaygı ve korku merkezli sorularla karşı karşıya kalıyor. Ayrıca vatandaşların arama sebepleri arasında en çok karantinaya uymayan kişilere yönelik öfke dolu aramalar da yer alıyor.

"Ruh hallerine bağlı olarak biz kendilerine psikolojik destek sağlamaktayız"

İnsanları gerektiği zaman hastaneye de sevk ettiklerini belirten Samsun İl Sağlık Müdürlüğünde görevli Psikolog Ömer Kınalı, "Bütün dünyayı saran korona virüsün bizim ülkemize de girmesiyle birlikte biz de tüm Türkiye'de olduğu gibi psiko-sosyal destek hatlarını Samsun ili olarak da kurduk. Bu psiko-sosyal destek hatlarından hafta içi 08.00 ile 17.00 arasında ben ve ekip arkadaşlarımla birlikte hizmet vermekteyiz. Burada insanlar bizleri arayabilirler, istedikleri zamanda içinde bulundukları ruh hallerine bağlı olarak biz kendilerine psikolojik destek sağlamaktayız. Gerektiği zaman da hastaneye sevklerimizi gerçekleştiriyoruz. Mart ayından itibaren 1800 kişinin üzerinde insanla görüştük. Bu insanların bizi aramalarının en büyük sebebi kaygı ve korkulardan kaynaklı. Kaygıların en büyük sebebi ise korona virüsü ile daha öncesinde hiç karşılaşılmamış olunmasına bağlı olarak, ne yapılacağını bilememe korkusudur. Çünkü insanın savunma mekanizması, kendisini saldırılara veya düşmanlara karşı savunma içgüdüsüne bağlıdır. Daha önce tecrübe etmediğimiz korona virüsünden kaynaklanan korku ve kaygı gibi durumlarla ciddi derecede karşılaşmaktayız" dedi.

"Amacımız insanların yan gelip yatmaları değil, evinde içinde de vakit geçirmeyi göstermektir"

İnsanlar aradığında korona sürecinde nasıl kendilerini rahatlatabilecekleri konusunda önerilerde bulunduklarını ifade eden Psikolog Kınalı, "Önerilerimiz daha çok aşırı kaygılı vakalarda kaygı durumlarını azaltmaya yönelik önlemler dediğimiz; gün içerisinde aktif bir şekilde yaşamını sürdürmeye devam ettirmesi, çocukları varsa çocuklarıyla vakit geçirmesi, ev işlerine olduğu gibi devam etmesi, spor egzersizleri, nefes egzersizleri, okuma alışkanlığı olan insanların okuma alışkanlıklarını sürdürebilmesi, ev ilişkilerini daha güzel bir şekilde sürdürebilmelerini, ev içerisinde oyun oynayabileceklerini, aile bireylerinin birbirlerine vakit ayırabilecekleri, yapmak isteyip bir türlü vakit ayıramadıkları şeyleri ve hobileri varsa hobilerine zaman ayırabilecekleri gibi ve buna benzer birçok önerilerde bulunabiliyoruz. Bizim amacımız tabiri caizse insanların yan gelip yan yatmaları değil, insanlara evin içerisinde de zaman geçirebileceğimizi gösterebilmektir. İnsanlar bu şekilde ilişkilerini ve sosyal desteklerini daha sağlıklı bir şekilde sürdürebildiklerinde korona virüsüne karşı psikolojileri daha da rahatlamaya başlamıştır ve bunun sonucunda iletişimler gerçekleşmeye başlıyor" diye konuştu.

"Bu insanlar neden karantinaya uymayıp bizi riske atıyor" diye aramalar geliyor

Vatandaşların öfke dolu aramalarda yaptıklarını belirten Psikolog Ömer Kınalı, "Zaman zaman izolasyona uymayan kişilerin yurtlardan veya evlerden kaçıp gezmeye başladıklarını duyabiliyoruz. "Bu insanlar neden karantinaya uymayıp bizi riske atıyor?" diye kızgınlıkla arayanlar oluyor. Karantinadan kaçan insanların bunu neden yaptıklarını bilmemiz gerekiyor. Bunu en iyi o kişilerle birebir görüşmemiz sonucunda bilebiliriz. Ama genel izlenime baktığımız zaman birinci sebebi duyarsızlık olarak önümüze gelebilir ama bu insanların arasında çaresizlik duygusu içerisinde korku ve kaygılarına bağlı olarak da karantinadan kaçanlarla karşılaştığımız da olabiliyor. Bu kişilere önerimiz içinde bulunduğunuz ruh halinize bağlı olarak durumunuzu sağlık ekiplerimize anlatırsanız, filyasyon ekiplerimiz tarafından gerekirse psikiyatristlerimizle görüşerek gerekli ilaç desteğini sağlayabilirler. Mesai saatleri içerisinde bizi arayabilirler ve kaygı durumlarına yönelik kendileriyle istedikleri zaman görüşebiliriz ve kaygılarını giderebiliriz. Bu şekilde kişilerin karantina dönemi içerisinde daha rahat, sakin ve daha güzel bir şekilde geçirmelerini sağlayabiliriz ve böylece çevresindeki insanlara virüsü bulaştırmamış olurlar. İnsanlar "Bana bir şey olmaz" demesin. Belki size bir şey olmayacak ama çok sevdiğimiz yakınlarımıza bu virüsü taşıyabiliriz ve bu şekilde onların ölümlerine, bir sağlık çalışanının ölümüne veya herhangi bir insanın hayatını kaybetmesine neden olabiliriz. Bu yüzden önlemlere ne kadar dikkat edersek ve sevdiklerimizi ne kadar düşünürsek bu virüsten de o kadar erken kurtulacağız" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Sizlerin seslerinizi duyurabilmek için yorum yapmayı ihmal etmeyin. Dikkat çeken yorumları sizlerin sesinizi duyurmak için haberleştiriyoruz. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.